Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / KIZIL GÖZYAŞLARI

10-“Bu vatan kimin?”


10-“Bu vatan kimin?”



 Paylaş
 09 Haziran 2016 16 : 14 

 

KIZIL GÖZYAŞLARI –10

“Bu vatan kimin?”

 


Rüstem kelimesini duyunca birden şaşırdım. Hemen yüzümü Kartbabayın emir verdiği  akayga doğru çevirdim. Fakat Rüstem akay, arkasını  dönmüş su getirmeye gidiyordu. Arkadan baktığımda aynı beni sorguya çeken Kartbabayga (dedeye) çok benziyordu. Rüstem akayda kartbabay gibi kalpak, palto, çizme giymişti, ince uzun boylu biriydi. Omuzuna da bir av tüfeği atmıştı.

Kartbabayın tavrı beni sakinleştirmişti. Korkum dağılmıştı. Artık ayaklarım da titremiyordu. Kendimi de iyi hissetiğimi anladığımda,

“Kartbabay meni sorguga şekeceksiniz (Dede beni sorguya çekeceksini). Bundan kaçış yok. Bunu çok iyi anlayman. Affınıza sığınarak. Mende sizge bır soru sormak isteymen. Müsaade eter misin?” dedim.

“Bak evladım. Aslında soruları bız sorarız. Sizin soru sormaya hakkınız yok. Yalnız seni süydüm (sevdim). Sadece bir soru sorabilirsin” dedi Kartbabay. Buna sevinmiştim. Hemen hiç düşünmeden,

“Siz küm (kim)  sünüz? Meni ne hakla sorguga şekesiniz?” dedim.

Kartbabay buna çok hiddetlenmişti. Yüzünün her tarafı gerildi. Omuzumda ki elini  geri çekerek,  işaret parmağı ile gövdesini göstererek,

 “Bız bu yalancı cennetnin GERÇEK SAHİPLERİYİZ. Bizlerge KIRIM TATAR TÜRKLERİ derler. 1783 yılından 1944 yılına kadar bızlerni vatanmızdan sürdüler ama bızlernin ruhu bu yalancı Cennetni terk etmedi.  İşte bu yüzden bu yalancı Cennetni ziyaret etmege kelgenler ilk önce gümrük kapısından keşmeden bızden vize almalılar. Şimdi bizim küm olduğumuzu iyi anladın mı?” dedi.

Bu sözleri duyunca sevinmiştim. Artık korkum kalmamıştı. Ben de kartbabayın yüzüne gülerek,

“Sizni çok iyi anladım. Haydi   kartbabay sorunu sor. Men hazırman “ dedim, ve esas duruşa geçtim.

Çünkü karşımda bir Kırım Tatar Türkü’nün  Kartbabayı  vardı. Artık ona saygıda kusur etmemem gerekti. Bunun bilincindeydim.

Soruyorum. Hazır bol. BU VATAN KİMİN?” dedi.

 Bu benim için çok kolay bir soru idi. Gözlerimi gök yüzüne kaldırdım,  sesimin çıktığı kadar haykırdım:

 


BU VATAN KİMİN ?

 

“Bu vatan toprağın kara bağrında,

Sıra dağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda,

Kendini tarihe verenlerindir.

 

Tutuşup kül olan ocaklarından,

Şahlanıp köpüren ırmaklarından.

Hudutlarda gazâ bayraklarından,

Alnına ışıklar vuranlarındır.

 

Ardına bakmadan yollara düşen,

Şimşek gibi çıkan, sel gibi coşan,

Huduttan hududa yol bulup koşan,

Cepheden cepheye soranlarındır .

 

İleri atılıp sellercesine,

Göğsünden vurulup tam ercesine,

Bir gül bahçesine girercesine,

Şu kara toprağa girenlerindir.

 

Tarihin dilinden düşmez bu destan,

Nehirler gâzidir, dağlar kahraman,

Her taşı bir yakut olan bu vatan,

Can verme sırrına erenlerindir.

 

Gökyay’ım ne yazsam ziyade değil,

Bu sevgi bir kuru ifade değil,

Sencileyin hasmı rüyada değil,

Topun namlusunda görenlerindir.”

 

Orhan Şaik Gökyay'ın şiirini okudum.

Şiir tam biter bitmez bir anda arkamda binlerce alkış gök yüzünde şakıladı. Arkamı dönüp geriye baktığımda ise, binlerce Kırım Tatar Türkü beni ayakta alkışlıyordu. Tam karşımda da elinde bir bardak suyla beni tepeden aşağıya süzen ve yüzüme gülen  Rahmetli Rüstem kartbabayım , yanın da küçük bir tepsinin içinde çiğbörek dolu bir tepsi tutan Şefika kartanayım duruyordu.

Her ikisinin de yüzlerinden hemen tanıdım. Rüstem kartbabay benim anayımın  babası, Şefika kartanamda anayımın anayı idi.  Daha ben ağzımı açmadan, beni sorguya çeken kartbabay:

 “Aperim balam. Avzuna sağlık. Bu vatan kumünmiş cevabını bu şiirle aruv berdin. Saga başka soru sormacakman. Yalnız şu karşında turan akayı ve apakayı tanıdın mı?” Dedi. Ben de:

 ”Tanımaz  bolurman mı? Mınavı Kartbabayım Rüstem ve mınavı da Kartanayım Şefika.” Dediğimde Rüstem dedem hemen bir adım attı,

“Balam seni sorguga çeken de menim babayım  Mustafa Akay, yani seninde kartbaban bolur” dedi.

Ben ne yapacağımı birden şaşırdım. İlk önce hangisinin elini öpeyim diye düşündüm. Bizim adete göre ilk önce kartlardan başlanır. Hemen Mustafa Kartbabayımın ellerine eğildim, öptüm. Mustafa Kartbabayım benim gözlerimden öptü.

“Koş keldin balam Yalancı Cennetke. Seni biz dört gözle bekliydik. Niye keş (geç)  kaldın” dedi.

Kartbabayım Mustafaga cevap veremedim. Gözlerimden yaş akıyordu. Rüstem Dedemin elini öpmek istediğimde  de “Balam mına suvnu iç. Ondan son öpersin” dedi.

 Uzatılan suyu bir solukta kafama diktim. Rüstem dedemin ellerini öptüm. Oda aynı Mustafa Kartbabayımın dediği gibi. “Niye geç kaldın balam. Bizlerni çok beklettin” dedi.

Şepika ebemin yanına gittiğimde ise maramasına (yazmasına) gözyaşlarını siliyordu. Elini öpmeye uzandığımda:

“Balam şu yanımda duran babayının anayı senin Eben Fatma ebiy, onun yanındaki babayının babayı Yetim Yusuf Akam, diğerleride amcan Lutpü Akay, amcan Amet Akam, Halan Firdevs bacım, kocası Kara Hacı Enişten ve şu sondaki de rahmetli Babayın Sımayıl Akam”dediğinde, omuzumdan biri çekti. Gözümü açtım. Omuzumu çeken arkadaşım Halil ibrahim Akay :

“Şükrü ne yasaysın. Eğer men seni çekmeseydim az kalsın kapının eşiğinden tüşe (düşe) yazdın “ dedi...

Yine hayal kurmuştum. Babayımın babayı Yusuf Kartbabayımı, anayı Fatma Kartebiyimi, Cennet adlı Firdevs Halamı ve  kocası Kara Hacı Eniştemi, Lütfü ve Ahmet amcalarımı ve geçen sene vefat eden rahmetli Babayımla konuşamamıştım, ellerini öpememiştim.

İşte beni yine hayal alemimden uyandıran Halil İbrahim Akay'a  tekrar kızdım. Ama beni eşikten düşmekten kurtardığı içinde kendisine ayrıca teşekkür ettim.

Şimdi  ben İbrahim Akay'a ne yasayım?

....

Devamı haftaya...

Şükrü BİLGİLİ

 
Haber :
Bu Haber 3115 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :kalecikkaya, kırım, tatar, çanakkale, şehit, gazi,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Kırım haritası
İzlenme : 5760
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5751
Semer
İzlenme : 3165
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2543
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr