“NASRETTİN HOCANIN CANI YANINCA EŞEĞİ GEÇER!..”
(Trabzonlu Mıstık ile Çorumlu Şükrüş’ün canı yanınca acaba neyi geçerler!)
“Eşeğin canı yanınca atı geçer “ diye bir atasözümüz var. Bu güzel söz bize şunu anlatmaktadır:
“Herhangi bir durumdan ötürü canı yanıp acı çekmiş olan kimse, aynı durumla bir daha karşılaşmamak için kendisinden beklenilenin üstünde bir çaba gösterir. Öyle ki altından kalkamaz sanılan işleri bile başarır, çok iyi sonuçlara ulaşır.”
Bu kadar derin anlamlı atasözü ben bugüne kadar duymadım desem hemen Trabzonlu Mıstık “Çorumlu Şükrüş, ne kadar da cahil kalmışsın. Çok ayıp,” dediğini, kahkaha ile güldüğünü hatta kaçırdığını adım gibi biliyorum.
Bu sözü paylaştığımda Orhan Yeğen Alacalı Arkadaşım “ Nişadır çalarsa Nasreddin hocada eşeği geçer. Buda bir hikaye sana anlatırım” diye yazdı. Ben de “özelden yaz da değerlendirelim” dedim. Sağolsun yazdı. Ben de düzeltmeleri yaptım.
Bakalım beğenecek misiniz? Okurken Nasrettin Hoca yerine Trabzonlu Mıstık’ı veya Çorumlu Şükrüş’ü koyarak okuyabilirsiniz. Bana sorarsanız Trabzonlu Mıstık olarak tahayyül edin... Beni de tahayyül ederseniz hiç kırılmam, gücenmem .Takdir sizin.
“Nasreddin Hoca, bir gün köyün birinde kap kacak kalaylıyormuş. Köylünün biri kalayı beğenmemiş. Aralarında tartışma çıkmış. Olay yerine gelen köylüler de hocayı haksız bulmuşlar, arkadaşlarından yana tavır koyup “ Hoca, pılını pırtını topla köyümüzden git. Yoksa sana İYİ bir sopa atarız, “ demişler.
Hoca bakmış ki durum kötü; elindeki kalayı bırakmış, palas pandıras malzemeleri eşeğe yüklemiş. Eşeğin sırtındaki palanın ipini kuyruğunun altından geçirirken, nişadırlı (kalay yaparken kullanılan beyaz amonyak tuz) elleri eşeğin kıçına değmiş.
Nişadır, deriyi tahriş edici yakıcı bir tuz olduğundan eşek huysuzlaşmış, sağa sola çifte atmış. Neyse Hoca zor zahmet eşeğe biner, yola çıkar. Eşek de dört nala fişek gibi koşmaya başlar.
Hoca, yahu bunda bir iş var desede bir anlam veremez. Daha sonra aklına eline bulaşmış nişadır gelir. “Acaba bundan mı oluyor” diye düşünür. Eşeği zor durdurur ve aşağıya iner. Elini kıçına sürer. Hoca nişadırın yangısından yerinde duramaz ve başlar koşmaya. Tabiki eşekte koşar. Nihayetinde hoca eşeği geçer. ”
Hikayede burda biter.
Bu tür hikayeleri rahmeti Erdoğan İLGAZ hocam çok anlatırdı. Nur içinde yatsın.