Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / MAKALELER-ANILARIM

1)TRABZONLU MISTIK(TEMEL) İLE ÇORUMLİ ŞÜKRÜ


1)TRABZONLU MISTIK(TEMEL) İLE ÇORUMLİ ŞÜKRÜ



 Paylaş
 10 Subat 2021 20 : 33 

TEMEL İLE ÇORUM'Lİ

Temel askere giderken annesi sıkı sıkı tembihlemiş; "Asker arkadaşını iyi seç, seni yoldan çıkarmasın." Temel teslim olduktan sonra sabah yoklamasına çıkmışlar. Yanındaki de kendi boyunda biriymiş. Yoklama başlamış. -Trabzonlu Temel!

- Burdayim komitanum.

- Çorumlu Şükrü!

- Burdayım komutanım.

Yoklama bitince Şükrü'nün aklına okuduğu Temel fıkraları gelince, hafifçe gülümsemiş. Durumu fark eden çavuş; "-Sen, iki adım öne çık" diye ŞÜKRÜ'ye seslenmiş. Yanına giderek; çat çat diye iki şamar patlatmış. Böylece Şükrü ilk dayağını; fıkralarını çok sevdiği Temel yüzünden yemiş. Zaman geçmiş; Temel ile Şükrü arkadaş olmuşlar. Şükrü; Temel'i annesinin tembihlediği gibi iyi biriymiş. Çarşı iznine beraber çıkar, hafta sonlarını beraber geçirirlermiş. Bir hafta sonu Temel, annesinin bavula koyduğu fındıklardan, Şükrü de leblebi alarak bir ağacın altında oturmuşlar. Beraber sohbet edip yerken Temel bakmış ki Şükrü, fındıkları değermen gibi ögütüyor. Bir sonraki hafta Temel, ŞÜKRÜ'ye şöyle demiş. Şükrü biliyimisin, fındık çok faydalidur. Kabuğu ile yerden kalbe çok iyi gelir. Bunun üzerine Şükrü; fındıkları kabuğu ile yemeye başlamış. Bir-iki hafta sonra mide sancıları, tuvalete gittiğinde sızılar başlamış. Çaresiz doktora gitmiş. Doktor; acı ve sızıların, sert bir yiyecekten olduğunu anlamış. ŞÜKRÜ'ye yediklerini sorunca, Şükrü olanları anlatmış. Bir muziplik olduğunu anlayan doktor, bölük komutanını aramış. Komutan; her ikisini de çağırmış. Şükrü olanları anlatmış. Sıra Temel'e gelince;

- Komitanum! Şükrü ile iyi arkadaş olduk. Beraber fındık ve leblebi yerken Şükrü fındıkları Mayer değermeni gibi oğutuydi. Baktım ki fındıklar bitecek, böyle bişey uydurdum. Komutan ayağa kalkarak Temel'e iki şamar patlattı.

İkisine de tembihleyerek gönderdi. Dışarı çıktıklarında Şükrü gülüyordu. - Şimdi ödeştik. Ben yoklamada senin yüzünden dayak yemiştim. Temel lafın altında kalır mı!

- Sen çavuştan dayak yedin, ben komutandan.


Yazan Mustafa Üçüncü


TRABZONLU MISTIK İLE ÇORUM'Lİ  ŞÜKRÜ


Trabzonlu Mıstık askere giderken annesi sıkı sıkı tembihlemiş; "Asker arkadaşını iyi seç, seni yoldan çıkarmasın." Mıstık  teslim olduktan sonra sabah yoklamasına çıkmışlar. Yanındaki de kendi boyunda biriymiş. Yoklama başlamış. 


Trabzonlu Mıstık!: 


- Burdayim komitanum.


- Çorumlu Şükrü!


- Burdayım komutanım.


Yoklama bitince Şükrü'nün aklına Mıstığın anlattığı “Temel fıkraları” gelmiş, hafifçe gülümsemiş. Durumu fark eden Çavuş ; "-Sen, iki adım öne çık" diye ŞÜKRÜ'ye seslenmiş. Yanına alarak biraz ilerde tekmil bekleyen komutanına götürmüş ve Şükrü’nün güldüğünü söylemiş. Komutan, çat çat diye iki şamar patlatmış. Böylece Şükrü ilk dayağını;  Mıstığın anlattığı  çok sevdiği Temel fıkraları yüzünden yemiş. 


Zaman geçmiş; Mıstık  ile Şükrü arkadaş olmuşlar. Şükrü; Mıstığın annesinin tembihlediği gibi iyi biriymiş. Çarşı iznine beraber çıkar, hafta sonlarını beraber geçirirlermiş. 


Bir hafta sonu Mıstık, annesinin bavula koyduğu fındıklardan, Şükrü de leblebi alarak bir ağacın altında oturmuşlar. Beraber sohbet edip yerken Şükrü bakmış ki Mıstık, leblebileri değermen gibi ögütüyor. 


Bir sonraki hafta Şükrü, Mıstığa şöyle demiş: Mıstık  biliyimisin, leblebi tozu çok faydalidur. Leblebiyi toz haline getirirsen , onu İYİce yersen, ardından da suyu İYİce içersen karın ağrına çok iyi gelir. “ demiş. 


Aradan zaman geçmiş...


Mıstığın  bir kış boyu yediği hurmalar ( Artvin hurmaları) ile fındıklar karnını tırmalamaya başlamış  ve müthiş bir ağrı yapmış. Bir türlü büyük abdestine çıkamıyormuş. Yellenmek istiyormuş yellenemeyormuş. Şiştikçe karnı şişmiş aynı horon havası çalan tulum gibi olmuş. Başvurmadığı hastane , postane, pastahane, doktor kalmamış. Hatta kocakarı ilacı bile kullanmış geçmemiş. Cüpbeliye muska yazdırmış; ilaç niyetine bardağa koyup suyunu içmiş. O da çare olmamış. Yalvarmış, yakarmış; “beni bu dertten kurtarana ne isterse vereceğim” demiş. 


Bu derdini asker arkadaşı Şükrü’ye söylemiş. Arkadaşı Şükrü “ Geçenlerde ben sana bir şey söylemiştim bu konuda ama demek ki beni dinlememişsin “ demiş başlamış anlatmaya: “Düşündüğün şeye bak arkadaşım. Sen bilmiyor musun? ‘Benzini şhell’den akılı kelden alacaksın’sözünü. Şimdi beni iyi dinle . Haftaya geldiğimizde senin ilacını getireceğim. Yalnız sen de beş litrelik bir ERİKLİ su getireceksin,“ demiş. Böylece iki arkadaş anlaşmışlar.


Haftaya eğitim alanın yanındaki bir kavağın altında buluşmuşlar. Çorumlu Şükrü arkadaşına bir kiloya yakın bir torba içinde bir taş ile döverek elde ettiği leblebi tozu ilacını getirmiş. 


Arkadaşı Mıstığa:” Bak arkadaşım. Şimdi şu elimdeki leblebi tozundan bir avuç alıp ağzına atacaksın Sonra da üç bardak Erikli sudan içeceksin. Bir avuç leblebi tozu üç bardak Erikli su. Leblebi tozu da bitecek beş litrelik Erikli su da bitecek” demiş.


Mıstık, arkadaşı Şükrü’ye teşekkür üstüne teşekkür etmiş durmuş; her avuçladığı leblebi tozunu attıkça , her suyu içtikçe. Arkadaşı Şükrü’de gak dedikçe leblebi tozu vermiş. Guk dedikçe Erikli sudan vermiş. Bir de bakmışlar ki bir kilo leblebi tozundan ve beş litrelik sudan eser kalmamış. Ama bizim Mıstığın karnından fokurdamalar ve bazı yerlerden de istenmeyen gazlar çıkmaya başlamış.


Mıstığın Arkadaşı  Şükrü “ Ne oldu Mıstık. Yerinde duramıyorsun. Karnından acayip sesler geliyor. Bir de burnuma çok  kötü kokular geliyor. Sen iyi musun?” demiş. 


Mıstık , Şükrü’nün sorduğu soruya cevap vermeden ayağa kalkmış, eğitim alanından WC ‘ye doğru fırlayı vermiş. Şükrü Mıstığın arkasından bakmış ki ne görsün: Mıstığın paçasından sarı sarı bir şeyler akıyor; sanki eğitim alanına sarı çizgiler çiziyor gibiymiş.


Ertesi gün Eğitim Çavuşu iştima sırasında bu sarı çizgileri görmüş. Kim yaptı bunu diye bölüğe seslenmiş. Bizim Mıstık çok dürüst bir arkadaş olduğundan manganın en arkasından çıkıp, çavuşa selam çakmış:” Komutanım ben istemiyerek yaptım” demiş, olanları anlatmış. 


Çavuş “ Şükrü, buraya gel” demiş. Şükrü’de selam çakıp “ Emret komutanım” demiş. Çavuş “ Mıstığın anlattıkları doğru mu?” demiş. Şükrü de” Aynen öyle oldu komutanım, ben arkadaşa yardımcı olmak istedim ama arkadaşın cırcırları tutmadı” demiş.


Bir muziplik  olduğunu anlayan Çavuş, bölük komutanının gelip gelmediğine bakmış. Komutanı eğitim alanına henüz intikal etmediğini  görünce  Mıstığa iki şamar patlatmış.  İkisine de tembihleyerek mangalarına göndermiş Mangalarına giderken Mıstık “Şimdi  Şükrü ödeştik.” demiş. 


Şükrü lafın altında kalır mı? 


“ Ben yoklamada senin yüzünden KOMUTANDAN dayak yemiştim. Sen çavuştan dayak yedin!...”  demiş


2023 yılı 

“ÇILGIN TÜRKLERİN  YILI!..” OLACAK.

Hayırlı uğurlu olsun.

Rabbim “Çılgın Türkleri” korusun.


Not: Bu fıkra karşı bir devrim olarak Mıstığın ( Mustafa Üçüncü’nün) yazdığı “TEMEL İLE ÇORUMLİ ŞÜKRÜ” hikayesine karşı uyarlanıp yazılmıştır.


Linki;


https://www.facebook.com/1664019672/posts/10222547018938575/


Yazan: Şükrü Bilgili

 
Haber :
Bu Haber 674 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Mustafa üçüncü,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5788
Kırım haritası
İzlenme : 5781
Semer
İzlenme : 3184
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2559
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr