Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / MAKALELER-ANILARIM

20- ARTVİN BİR SEVDADIR GÖRPE YÜREKLERDE: YATAKHANE-1-


20- ARTVİN BİR SEVDADIR GÖRPE YÜREKLERDE: YATAKHANE-1-



 Paylaş
 24 Ocak 2021 17 : 20 

20-ARTVİN BİR SEVDADIR GÖRPE YÜREKLERDE 

YİRMİNCİ  BÖLÜM: YATAKHANE-1-


Nato’ya girdiğimiz ( 18.02.1952) yıldan itibaren bize her türlü kötülüğü yapan ve düşmanca tavırlarından asla vazgeçmeyeceği anlaşılan; Türk Milletini dize getirmek için çeşitli entrikaları çeviren sözde müttefik olan Amerika,   “Marshall Yardımı”  adı altında ilk önce ilkokullarda (1964-1969) “süt tozu “ ile bizlerin bedenini zehirledi; sonra da ortaokul (1969-1972) yıllarında, Avrupa devletleri ile birlikte ülkemizde basıp yayınladıkları  “Teksas, Tommiks,  Tenten,  Kinova,  Swing, Zagor vb. “ kitaplar ile ruhumuzu, benliğimizi, beyinlerimizi satın almak istediler...


Çok şükür;  Artvin Erkek Öğretmen Okulu’nda, kimin tarafından yönlendirildiklerini  bilmeden birbiriyle kavga ettirilen vatanını, milletini, bayrağını seven ülkücüler ile ulusalcı solcular( bazıları hariç!..), her ne kadar  “ süt tozunu “ zorla içse de, farkına varmadan batının çizgi romanlarını okusa da; ne cüzdanlarını, ne  bedenlerini, ne ruhlarını, ne de  beyinlerini kiraya verdiler; altın nesil yetiştireceğim diyen, bu milletin zeki çocuklarını mahveden ve 15 Temmuz 2016’da darbe yaparak 251 insanımızı şehit eden, devletimize en büyük zararı veren, hainlik yapan FETÖ gibi batı emperyalistlerin kurşun askeri hiç olmadılar; Artvin’de okuyan yetmiş altı kuşağı...


Okulda iki kampa ayrılmıştık; Biz “milliyetçiyiz” diyorduk; onlar “ulusalcıyız” diyorlardı; biz “ülkücüyüz” diyorduk; onlar “solcuyuz” diyorlardı; biz “vatanseveriz” diyorduk; onlar “yurtseveriz” diyorlardı; biz onlara “kominist” diyorduk; onlar bizlere “faşist” diyordular; biz “Koministler Moskova’ya “ diyorduk; onlar  “Amerika defol” diyorlardı... Sloganlarla birbirimizi alt etmeye çalışırken zaman zaman da kafamızı gözümüzü yarıyorduk taşlarla, sopalarla... 


Gerek ülkücülerin liderleri gerekse solcuların liderleri ; Ataları Bilge Kağan gibi “ Ey Türk, Titre ve kendine dön. Üstte mavi gök çökmedikçe, Altta yağız yer yarılmadıkça, Kim bozabilir senin ilini ve töreni!..” deyip, bir araya gelmediler; “Arkadaşlar, biz birbirimizi yok etmekle bu vatanın kurtulacağını mı düşünüyoruz? Uyanalım!.. Emperyalistlerin oyununa gelmeyelim... Gelin sağcısı da solcuda el ele gönül gönüle verelim ; Türkiye’mizi,  bu devleti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği “ Muasır medeniyetler seviyesine” birlikte çıkaralım. Ayrılıkta azap vardır. Birlikte rahmet vardır.” deyip, bir araya gelmediler!.. ve getirilmediler!..


“Netekim”, 12 Eylül 1980 sabahı öttürdüğü bir düdükle, “ harç bitti inşaat paydos” dedi; ihtilalden önce birbirine kırdırılan bu vatansever ve yurtsever gençlikten ülkücüsü de solcusu da idam edildi, zindanlarda çürütüldü... İşkencelerle sakat kalan oldu, hayatları karartıldı... Olan nice masum ana kuzularına oldu...( İleride fırsat bulursam okulumuzdaki sağ-sol çatışması ile ilgili olayları , yaşadıklarımı, duyduklarımı, gördüklerimi  anlatmaya çalışacağım...)


Yetmişli yıllarda bize ait olmayan  “Teksas, Tommiks gibi vb. “  yabancıların hayali kahramanlarının çizgi romanları bizlerin elinden hiç düşmezdi... Daha sonraları Türk menşeli bizden olan “Yerli ve Milli” Kahramanlarımızdan Baybora’nın oğlu Karaoğlan, Artarın oğlu Tarkan piyasaya çıkınca çok sevinmiştik...


Tabi ki Tarkan’ın al yeleli Bozkurt’u ve Karaoğlan’ın Çalık’ı, Camoka’sı hafızalarımızdan hiç silinmedi... Buna rağmen bizlerde öyle bir hastalık oluşmuştu ki “Amerika ve Avrupa’ya” ait resimli çizgi romanlardan bir türlü  vazgeçemiyorduk... Okuduğumuz resimli kitapları da arkadaşlar arasında ya değiş-tokuş yapıyorduk ya da eski sayıları alıp-satan kişilere  para karşılığı verip yeni serilerini alıyorduk...


Benim yaşımda olup da  bu resimli çizgi romanları okuyanların çoğunun hafızasında şu karakterler tap taze duruyordur  büyük bir ihtimalle: Tommiks’in Doktor’u, Konyakçı’sı, sevgilisi Suzi’si; Tenten’in köpeği Milu’, arkadaşı kaptan Haddock; Kaptan Swing’in benim gibi Kel ve Sakallı Mister Blöf’ü  ve onun sadık köpeği Puik’i, kötümser ve şom ağızlı Gamlı Baykuş’u;  ağzında hiç sigarası düşmeyen Red Kit’i ve atı Düldül’ü...


Artvin Erkek Öğretmen Okulu’nun yatakhanesinde geceleri giyeceğimiz ve  bavulumun içinde de olan çizgili pijamama benzeyen giysileriyle banka soyan ve her soydukları bankadan sonra  kahraman Red Kit tarafından yakalanıp, boy sırasına göre elleri bağlanıp hapishaneye tıkılan “Dalton Kardeşleri” kolay kolay sanırım hiç birimiz unutmamıştır...


İşte ben “Artvin Parasız Yatılı Erkek Öğretmen Okulu”nun adının yazıldığı tabelanın altındaki demirli kapıdan girdikten sonra hemen sağ tarafta, zemin katında geniş bir salonun kenarında sıralanmış kütüphane, öğretmenler odası ile idari makam odaları (müdür, eğitim şefi, müdür yardımcısı), üstteki iki katında sınıfların olduğu devasa üç katlı binada kayıt olup yatakhaneye bir elimizde bavul , öbüründe de mandolinlerle sıra halinde altı arkadaş ve Abdurrahman Kaya Abimizin peşinden giderken;  aynı Red Kit’in yakaladığı banka soyguncuları “Dalton Kardeşlere” benziyorduk. En önde Dalton Kardeşleri’nin en akıllısı ufaklık “Joe Dalton “  ben vardım... En arkada da yürüyen uzun boylu “Averell Dalton” kimdi onu bir türlü hatırlamıyorum...


Keşhane’nin yanında talebelerin yatakhaneye girdikleri ana giriş kapıdan sonra zemin katta  solda yemekhaneye açılan iki kanatlı  bir kapı vardı. Herhalde yemekhaneye öğrenciler bu kapıdan giriyordu. Bu kapının tam karşısında da yine bir başka kapı daha görünüyordu. Orası da öğretmenlerin yemekhaneye girdikleri yerdi sanırım. Öğrencilerin ve öğretmenlerin masaları ayrıldığı gibi giriş-çıkış kapıları da ayrılmıştı bu okulda...


Abdurrahman Kaya Abimizin önde bizler arkada yemekhanenin kapısının önünden geçip, sol tarafta duvar kenarında yukarıya çıkan merdivenlerden  birinci kattaki yatakhanenin giriş kapısına nihayet gelip dayanmıştık... Zemin katta sağ tarafta aşağıya giden bir merdiven daha vardı; bu merdivende,  ilerleyen zamanda öğreneceğimiz aşağıda bodrumdaki yemeklerin pişirildiği yere, hamama ve kalorifer kazan dairesine gidiyordu...


Görevli öğrenci tarafından arkadan kilitlenmiş yatakhanenin kapısını açtırmak için Abdurrahman Abi, elindeki anahtarı, demirlere ha bire vuruyordu. İçeride görevli bir öğrenci,  sesi duyar duymaz çok uzun bir koridorun en son odaların birinden çıkarak salına salına yanımıza geldi, elindeki bir tomar anahtarın içinden seçtiği bir anahtarla kapıyı açtı... 


O zaman ki hafızamda kalan yatakhanenin kilitli demir kapısının görüntüsü; bir hapishanenin parmaklı soğuk kapısı gibiydi sanki... 


Ben okumaya mı geldim hapishaneye mi geldim; bilmiyordum... İçeri girmek için her önünde durup beklediğimiz kapılar kilitli idi ve kapıların arkasında da gardiyanlar gibi görevli talebeler vardı...


Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde yatakhane “ Yatılı okullarda , yurtlarda ve kışlada yatılan yer”  veya “ Okul, fabrika vb. yerlerde yatakların konulduğu yer” olarak tanımlanmış. 


İşte Abdurrahman Abinin bizi ta okul idare binasından getirdiği bu mekan “ dört yıl parasız yatılı okuyacağım okulun” geceleri mışıl mışıl mı yoksa kabuslar görerek mi uyuyacağım yatakhanesi idi...


Kapı açılır açılmaz Abdurrahman abi Eğitim Şefimiz Faik Hocamızın verdiği listeyi görevli öğrenciye teslim etti: 


“Arkadaşım,  ben görev yerime dönüyorum. Yeni kayıt olan arkadaşlarımı sana teslim ediyorum. Altı kişiler. Sen koğuşlarına yerleştirirsin” dedi. Bana da elindeki bavulumu teslim etti. Tekrar başımı okşadı “ Alacalı arkadaşını ve diğerini bulamazsan yanıma gel anons ettirip çağırayım.” deyip merdivenlerden aşağıya indi.


Devam edecek...

 
Haber :
Bu Haber 584 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :ARTVİN, yatakhane,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5769
Kırım haritası
İzlenme : 5766
Semer
İzlenme : 3173
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2550
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr