Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / MAKALELER-ANILARIM

10-ARTVİN BİR SEVDADIR GÖRPE YÜREKLERDE: Korkma


10-ARTVİN BİR SEVDADIR GÖRPE YÜREKLERDE: Korkma



 Paylaş
 17 Ocak 2021 21 : 55 

10-ARTVİN BİR SEVDADIR GÖRPE YÜREKLERDE 

Yaşanmış gerçek bir hayat hikaye

ONUNCU BÖLÜM: “KORKMA!..”


Yunus Emre; 


“Beni bende demen, ben de değilim

Bir ben vardır bende, benden içeru” 

diyordu. 


Artvin Parasız Yatılı Erkek Öğretmen Okuluna kayıt için Eğitim Şefi Faik Terzioğlu’nun kapısının önünde elimde zarfla sırada beklerken Yunus’un dediği gibi benim içimde ise iki ben vardı:”Korkma” benliği ve hıçkıra hıçkıra “ Ağlama!..” benliği; hem ağlamak istiyordum hemi de anamdan, babamdan ve tüm sevdiklerimden uzak diyarlarda yapa yalnız yaşamaktan çok korkuyordum... “Ağlama ve korkma “ benliğimi o küçük beynimle nasıl yenebilirdim... içimdeki bir ses “ Şükrü sen daha ilkokula başladığında ağlamıyordun!.. korkmuyordun!..Ne oldu sana? Hatırla o ilkokula gittiğin günü “ dedi ve ben de daldım gittim o yıllara.


Benden bir yaş büyük Arslan Ağabeyim, ilkokulların açıldığı ilk gün, beni elimden tutarak  okula götürdü.


Sınıfımı bilmiyordum. Babam “Kadir öğretmenin yanına gidin o sizi sınıfınızı gösterir” demişti. 

 

Biz de Kadir hocanın yanına  gittik. O da beni okuyacağım sınıf öğretmenimize götürdü. Kafamı okşayarak "Bu küçük bir tanıdığımın çocuğu. Bunu senin sınıfına yazdım." dedi. 

  

Öğretmenim beni sırada bulunan arkadaşların arasına koydu. 

  

Sıraya girdiğimde öğrencilerin çoğu ağlıyor; bir yandan da kenarda bekleyen babaları ve annelerine bakıyorlardı. Benim ise Artvin Öğretmen okulunda kayıt olduğum ilk günü gibi ne annem vardı ne de babam. Ama ben ağlamıyordum. İçim içime sığmıyordu.”Bir an şu toplantı bitse de sınıfa girsek” diyordum. 


Öğretmenler, öğrencilerin ellerini önündeki arkadaşın sırtına değdirerek hizaya soktular. Öğrencilerin arı gibi gürültüsü dinmek bilmiyordu. Öğretmenlerin “Susun!…  Susun!...“ sözlerine hiç kulak asan yoktu.

  

Hatırladığım kadarıyla başı benim gibi her ne kadar tam kel olmasa da; sayılabilecek kadar altın renkli tel tel saçlarını geriye taramış, şık kıyafetli bir öğretmen aksayarak öğrencilerin önüne geldi.

  

“Çocuklar İstiklal Marşı için ses veriyorum“ dedi ve elini havaya kaldırarak:

  

“Korkma“ diye bir ses çıkardı. Arkasından daha sonraki yıllarda ezberlediğim şu sözleri öğrencilerle birlikte söyledi:

  

 “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

 Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

 O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!

 O benimdir, o benim milletimindir ancak!

 

 Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

 Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?

 Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.

 Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal”

  

İlk duyduğum bu güzel sözleri çok sevmiştim. Çünkü bizlere daha ilk günümüzde Milli Marşımız “Korkma” diyordu. Artvin Erkek Öğretmen Okuluna kayıt için sırada beklerken ağlamak için kendimi zor tutarken “ Şükrü, korkma !.. Burası da vatanın bir parçası..Metin ol. Sen artık çocuk değilsin... Sen bir öğretmen olacaksın. Binlerce öğrenci yetiştireceksin. Onlara da korkma diyeceksin. “ gibi sözleri içimden söyleyerek kendimi teselli etmeye çalışıyordum...

  

İstiklal Marşını söyleten öğretmen Kurtuluş Savaşı’nda kardeşlerini Rusya’da bırakmak zorunda kalarak Türkiye’ye göç eden ve ağabeyim Satılmış’ın  da öğretmeni ve rahmetli babamla da çok iyi tanışan Aydın Can Hoca idi . 

  

Bir ayağı aksıyordu. Bundan da hiç gocunmazdı. Ortaokul birinci sınıfta da bizim Fransızca öğretmeni olmadığından bir kaç ay dersimize girmişti ve kendisini daha iyi tanımıştım.

  

Rahmetli Babam ile yıllar sonra tam Dumlupınar okulumuzun karşısında Aydın Hocanın evini yapıyorduk. Aydın Hoca “Beş altı ay önce Rusya’ya  kardeşlerinin yanına gittiğini ve kardeşlerinin durumunun çok iyi olduğunu “ söylemişti. 


Ben de kendisine “Hocam Rusya’ya gittiniz. Kardeşlerinizi ve oradaki rejimi gördünüz. Siz bundan sonraki hayatınızı kardeşleriniz yanında yani Rusya’da geçirmek ister misiniz? “diye bir soru sormuştum. 


Bu soruyu sorduğumda Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği henüz dağılmamıştı. Bana  şu sözleri söylemişti:

  

“Şükrü , Allah benim cenazemi Demirci Köprüsü’nden öteye çıkarmasın!...”


Demirci Köprüsü ilçemizin Çorum Yolu üzerindeki Muhacir Mahallesi‘nin tam bittiği yer ile Mezarlığın arasındaki çay üzerine kurulan köprünün adı idi.

  

İşte benim ilkokula ilk başladığım gün bize İstiklal Marşını söyleten  Aydın Hocamız, Türkiye'de yaşamaktan çok memnundu ve o yıllarda Komünist rejimle yönetilen hürriyetin olmadığı Rusya’daki kardeşlerinin yanına gitmek istemiyordu; bu yüzden ömrünün sonuna kadar Alaca‘mızda yaşadı, ruhunu Alaca’mızda teslim etti ve sanırım cenazesi de Demirci Köprüsü’nün yanındaki Mezarlığa defnedildi.

  

Aydın Hocamız çok neşeli şen şakrak biri idi. Yüzü daima gülerdi. Aksarken bile bir asaleti vardı. Müzikten, Fransızca’dan anlayan sosyal yönü çok iyi bir öğretmendi. 


Bizlere ilk kutladığımız 24 Kasım Öğretmenler Günü‘nde  öğretmenliğe başladığı ilçemizin Büyükhırka köyündeki bir anısını anlatmıştı. Çok gülmüştük. 

   

Aydın hocamızın öğrencilerle birlikte söylediği “Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal”  sözlerinden  sonra, Okul Müdürümüz bir konuşma yaptı. Tören bitince  sıra ile sınıflara girdik. 

 

Daha sonraki yıllarda adını öğrendiğim bu okul müdürümüzün adı Bekir Köse idi. Müdürümüz de çok şık giyinirdi ve başına da bir foter şapka takardı. Tombul babacan bir insandı. Onu devamlı takım elbiseli  ve kravatlı olarak görürdüm.

  

Bizler sıralara üçer-dörder oturmuştuk. Küçücük bedenlerimizle sıraları doldurmuştuk. Sınıfımızda hâlâ bazı öğrenciler ağlıyorlardı. Bense çok mutluydum. Ama Artvin’e geldiğim ilk gün ise ben hiç mutlu değildim. İçimden hep ağlamak geliyordu...

  

Sıramda otururken Aydın Hocamızın “Çocuklar İstiklal Marşı için ses veriyorum“  deyip, ilk  söylediği “Korkma“ kelimesinin anlamını çözmeye çalışıyordum. O zamanki küçük beynimle kavrayamadığım “Korkma“ kelimesinin manası, yıllar sonra “İstiklal Marşı“mızın bütün satırlarını ezberleyince çok daha iyi anladım.

 

Milli Şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy, Türk Milletine cesaret ve tahammül aşılamak ve bu asil millette bulunan duyguları harekete geçirmek için Milli Marşımıza “Korkma“ sözüyle başlıyordu...


Yıllardır bazı gafiller Al Sancağımızın yerine  başka bir bez parçasınının dalgalanmasını hayal ediyorlar... Mehmetçiğimize, polisimize saldırıyorlar.  Kırk altı yıldır ülkemizde dış güçlerin uşakları Güneydoğu Anadolu’muz da ayrı bir devlet kurmak istiyorlar...

 

 Avuçlarını yalarlar... 


Çünkü: Bayrak bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi veya onun yanına başka bir bez parçasının asılması demek Türk Milleti‘nin istiklalinin kaybedilmesi demektir.

 

Milli Şairimiz, Milli Marşımızın ilk kıtasında ayrıca, ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden Türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek ve onun yanına başka bir bez parçasını asmak mümkün değildir. 


Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, bizler yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz. Onun yanına da bir başka bez parçasını hiçbir güç asamaz.


Türk Milletinin bütün fertleri öldürülmedikçe de bağımsızlığını kimse yok edemez. Bu yüzden ben de  “ Al sancağımız semalarımızda korkusuzca nazlı nazlı dalgalandıkça;  


“Ey Türk Gençliği ve Ey Şükrü, al bayrağımızın yanına bez parçasını asmak isteyen, bu güzel vatanı bölmek, parçalamak isteyen çapulculardan , soysuzlardan, itlerden asla ve asla Artvin’de “Korkma“ diyordum, “ Ağlama” diyordum; öğretmen olmak için kayıt yaptıracağım Eğitim Şefi Faik Terzioğlu ‘nun kapısı önünde sıra beklerken...


Devam edecek...

 
Haber :
Bu Haber 642 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Artvin, Tugo,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5788
Kırım haritası
İzlenme : 5781
Semer
İzlenme : 3184
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2559
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr