TİLKİLER ŞEHRE İNMİŞ DOSTLAR !...
Sevgili Dostlar,
“ Yıkılmadım ayaktayım!” diyen baba vatanındaki çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği ahşap evimizde; anacığımla İlçem Alaca’da geçirdiğim ikinci haftanın seher vaktinde bu sabahta erkenden kalktım. Sabah namazımı kıldım. “Bahçemi bir dolaşayım “ dedim.
Çok güzel serin bir hava var. Güneş henüz doğmamış. Çok yakından gelen kuş sesleri, yine çok uzaklardan gelen “ guguk , guguk” kumru sesleri eşliğinde bahçemi gezmeye başladım.
İlk önce önüme örtmemizin altından biri siyah biri de sarışın iki kedi fırladı. “ Bunlarım sabah sabah örtmenin altında ne işleri var. Allah. Allah “ deyip yoluma devam ettim...
Bahçeyi suladığım tulumbanın yanına geldiğimde patateslerin içinden iki tilki ayağa kalktı. Erkek olan iri tilki sanki bana şunları demiş gibi gözlerimin içine bakarak kulaklarını dikti;
“Ula kabak kafalı herif , sabahın köründe bahçede ne işin var senin. Tilki dostumla bahçende oynaşıyorduk. Senin bu yaptığını Çorumlu yapmaz!...“ dedi ve sevgilisini aldığı gibi Tezekan Mahallesinin altından geçen öze doğru, uzun kuyruklarını sallaya sallaya gittiler. Ben o sırada video kayıtı yapıyordum.
İki tilkinin güneşin tam doğuş vaktinde bahçemde muhabbet etmesi benim canımı sıktı. Ben de onlar koşup giderken arkalarından:
“Ulan Tilkiler, aşk yapacak başka yer bulamadınız da bula bula benim bahçeyi mi buldunuz! Biraz önce de iki kedi örtmenin altından fırladılar. Onlarda sanırım sizin gibi aşk muhabbeti yapıyorlardı kimselerin olmadığı yerde . “ deyip arkalarından bağırdım.
Tilkilerin yattıkları yere kadar gittim. Benim patateslerin içinde haşna-pişne yaparken yani oynaşırlarken patatesleri yatırmışlar yere.... Onları ayağa kaldırmak için yeniden sulamam gerek diye düşünüyorum. “Hemi böylece patateslerimde temizlenmiş ve içim rahatlamış olur..” dedim kendi kendime...
Tilkileri yolcu ettikten sonra tavukların kapısını açtım. Her sabah birden fırlayan tavuklar tüneklerinden istiflerini hiç bozmadılar. Dışarı çıkmak istemediler.
Anladımki bahçedeki Tilkiler tavukların pinniklerini ziyaret etmişler. “Bizleri misafir edin tavuk kardeşler. Sizinle iki muhabbet edelim. Kelimenin belini bükelim” demişler. Pinnikten girecek bir delik bulamayınca bahçeye geçip aç aç, aşk muhabbeti yapmışlar keratalar...
Gerçi “ Aç ayı oynamaz” derler ama benim tilkiler patateslerin arasında anlaşılan iyi oynaşmışlar....
Baktım tavuklar dışarı çıkmakta isteksizler, kapıyı açtım. Kenarda bekledim. Siyah tavuklardan biri “gurk gurk” diye yerlerdeki yiyeceklere gagasını indire kaldıra vura vura çıktı. Yemlenmeye başladı. Onun ardından çilli horoz ok gibi tünekten aşağı fırladı. Siyah tavuğun boynuna çöktü. Pinniğin içine tavuğu zorla soktu...
Dört tavuk bir de horoz almıştım geçen yıl. Sağolsunlar günde iki , üç yumurta alıyordum folluklarından. Sabah kahvaltımıza üretimlerini aksatmadan devam ediyorlardı. Allah var bugüne kadar bayağı yumurtalarını anacığımla yedik. Bacım Fatma geçen yıl “ Abi, tavukların birini köpek mi tilki mi götürdü bilmiyorum. Bir bağırtı gürültü geldi. Pinniğin yanına gittiğimde tavuğun bir eksilmişti.” demişti...
Herhalde şehre inen bu iki tilki benim tavukların birini veya ikisini de götürüp , aşk muhabbetlerini fırında mı olur, ızgara da mı olur tavuklu bir menü süsleyeceklerdi...
Tavuklarım bunu hissettikleri için ve horozun da dışarı çıkan tavuğun tepesine çöküp, pinniğe geri soktuğu için ben de kapılarını kapattım. “Ortalık iyice aydınlansın, insanlar uyansın, tilkiler şehri terketsin. Ondan sonra tavuklarımı yaylıma süreyim..” dedim. İyi yapmışmıyım dostlarım.
Şehre inen tilkiler bu sabah avuçların içini yaladılar amma sanırım eninde sonun da yine benim pinnikteki tavuklara yoklama çekecekler diye düşünüyorum...
Dostlarım tavuklarımı bu uzun kuyruklu çift iki tilkiden nasıl kurtarabilirim? Bilgisi olan yazarsa memnun olurum.
Kalın sağlıcakla. Huzurlu, sıhhatli tilkisiz mutlu günler diliyorum...
Not: Tilkiler en alttaki tulumbalı olan resmin içinde . Bu resmî videodan çektiğim için tilkiler tam belli olmuyor.
10 Temmuz 2020 18 : 04 
BUGÜN
