Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / MAKALELER-ANILARIM

İnatçı Tatar!...


İnatçı Tatar!...



 Paylaş
 08 Ocak 2018 01 : 05 
İNATÇI TATAR!...



 
Kırım Tatar Milli Meclisimizin Türkiye Temsilcisi Zafer Karatay Agamız, Eskişehir Kırım derneğinin, Kırım'ın İşgalinin üçüncü yılı ile ilgili Eskişehir'de düzenlediği bir toplantıda "Tatarlar çok inattırlar. Eninde sonunda biz anavatanımız Kırım'ı alacağız. Bu inatçılığımız bizim tamırımızda (damarımızda) var. Size Tatarların inatçılığı ile ilgili tarihten bir olay anlatayım demişti ve şöyle devam etmişti konuşmasına:

"Kırım Hanları, Rusya tarafına genellikle akınlarını kış mevsiminde yaparlardı. Çünkü Rusya topraklarına gidebilmeleri için önlerinde azgın akan bir ırmak vardı. Deli dolu akan bu ırmaktan orduyu diğer mevsimlerde geçiremiyorlardı. Kış mevsiminde bu ırmak donuyor ve Kırım atlıları donan bu ırmak üzerinden rahat geçerek Rus topraklarında cirit atıyorlardı. 

Kırım Hanı yine bir kış mevsiminde büyük bir ordu ile Ruslara saldırmak için donmuş ırmağın kenarına gelince mola vermiş. Dinlenen askerlerden iki Tatar  birbirleriyle inatlaşmışlar: 'Sen mi çiğitsin (yiğitsin) , ben mi ciğit? Ciğit olan bu buzu kırar içine girer, buz gibi suyun içinde kalır,' demişler.

Hemen soyunup ırmağın buzunu  ayakları ve yumrukları ile vura vura kırmışlar ve insanı donduran suyun içine her ikisi de girmiş ve bir daha da sudan dışarı çıkmamışlar.." 

Bu fıkrayı dinleyince güldük ve bir o kadar da hüzünlendik.

Çünkü Cennet Vatan Kırım bir kez daha işgal edilmişti. Ve şu anda Kırım Tatarlarına her türlü baskı ve zulüm yapılmakta idi. Bu konuda, bir Azerbaycan Türkü olan Gönül Şamilkızı'n yazdığı  Ötüken Neşriyat A.Ş (Aralık 2017) tarafından piyasaya sürülen ve  her Türk'ün başucunda okuması gereken  "Kırım Ateşi Bir İşgalin Anotomisi " kitabından, sizlere "İşgal Sonrası" Kırım ile ilgili çarpıcı birkaç cümleyi dikkatinize sunacağım..

Bu satırları okuyunca bizlerin niçin üzüldüğümüzü çok iyi anlayacaksınız....

"İŞGALİN ardından, Kırım Yarımadası'nda durum hızlı şekilde değişmeye başladı. Ama bu değişim , Rusya'nın vaat ettiği "refah ve çiçeklenme" şeklinde olmadı. Ukrayna'nın turizm ve tatil bölgesi Kırım, Rusya'nın tüm Karadeniz bölgesi için tehdit teşkil ettiği askeri üssüne dönüştü.

Yarımada'da Rusya'nın yasadışı hakimiyetini kabul etmeyen Kırım Tatarları ve Ukraynalılara yönelik baskılar, cezai ve idari soruşturmalar, uyarılar, gözaltı ve tutuklamalar, sorgulamalar, insan kaçırma olayları, işkenceler başladı..." (s:113)

"22 Nisan 2014'te Kırım Tatarları'nın lideri Mustafa  Cemil Kırımoğlu'na Kırım'a giriş yasağı getirildi.

10 Mayıs 2014'te Kırım Tatarları'nın 18 Mayıs 'ta düzenleyeceği sürgünü anma mitinği yasaklandı,

5 Temmuz 2014'te Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubar'a da Kırım'a giriş yasağı getirildiği açıklandı.

Ardından

-Mustafa Kırımoğlun'nun danışmanı İsmet Yüksel'in ve Kırım Tatar aktivisti Sinaver Kadırov'un da Kırım'a girişi yasaklandı.Meclis aktivistlerinin kaçırılması, tutuklanması gibi haberler sıradan bir hâl almaya başladı."(119)

Bu güzel kitabın nice satırlarında Kırım Tatarları'na  hem kültürel hem de fiziki yapılan baskılar, zulümler; öldürülen Kırım Tatar gençlerinin isimleri, sayıları bir bir verilmektedir. Okumayan arkadaşlara bu kitabı en kısa zamanda temin etmelerini tavsiye ediyorum.

Zafer Ağamızın dediği gibi,  Rusya ne yaparsa yapsın,  "Eninde sonunda biz anavatanımız Kırım'ı alacağız. Bu inatçılığımız, bizim tamırımızda (damarımızda) var." 

Hüzünlü bir fıkra ve olaydan sonra Kalecikkaya köyümden Tatarların inatçılığı ile ilgili  bir fıkra da benden :

Bir gün bizim Köyün Tatarlarından birevi (birisi)  eşekle gidiyormuş. Bir köprüye geldiklerinde eşek ayak diretmiş. "Köprüden geçmem Allah geçmem! "demiş.

Bizim Tatar eşekten inmiş aşağıya. Elindeki tayakla (sopa) eşeğin sırtına vurmuş, bir eliyle de eşeğin arkasından itelemeye başlamış. O sıra da eşeğin poposundan sanki makineli tüfekten mermi sayılıyor gibi  "zoort!..zort!... zort!... " diye bir sesler gelmeye başlamış. Ses kesilince de ardından ağır bir koku bizim Tatarın burnunu sızlatmış...

Eşeğin bu tepkisi, bizim Tatarı iyice sinirlendirmiş. Kan beynine sıçramış. Hırsından eşeğe tayakla vurdukça vurmuş. Bir türlü eşeğin köprüden geçmeye hiç niyeti yokmuş. Eşek bir adım dahi atmamış. 

Bizim Tatar kanter içinde kalmış. Alnındaki terleri sildikten sonra elindeki tayaknı yere bırakıp, eşeğin gövdesinin altına kafasını sokup, iki eliyle eşeğin bacaklarından kavradığı gibi omuzuna almış, eşekle birlikte köprüden karşıya geçmişler. 

Eşeğin gövdesi altından başını çıkarıp doğrulan İnatçı Tatar, eşeğin kulağına eğilerek

“Eşek sen mi inatsın Tatar mı inat gördün mü?” demiş.

Kalın sağlıcakla...

Şükrü BİLGİLİ

 
Haber :
Bu Haber 7937 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Tatar, Kırım İşgali, Kırım, Mustafa Cemiloğlu, Kırım Ateşi,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Kırım haritası
İzlenme : 5758
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5743
Semer
İzlenme : 3162
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2542
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr