PARKLARDAN
ÇİÇEK, GÜL ÇALANLARIN DİKKATİNE!...
ÇİÇEK
DALINDA GÜZELDİR..
Parklarda gezenlerin
dikkatini çekmiştir:”Çiçek dalında güzeldir” yazısı.
Bu güzel klişe sözün idrakinde
mi insan oğlu...
Ne gezer...
Görev yaptığım Malatya
ilimizde , şu anda havasını teneffüs
ettiğim Kayseri şehrimizde hatta yıllardır ikamet ettiğim ve halen ailemin
oturduğu Keçiören semtinde yaşayan insanlarımızın parklardaki rengarenk
menekşeleri, laleri ve hatta gül ağaçlarını kökünden söktüklerine şahit oldum.
Bu güzelim gülleri,
çiçekleri toprağıyla çalanlar çocuklar değil; yaşını başını almış kadınlar,
erkekler. Tabi içlerinde aklı başında olan gençler çocuklar da var. İnanın bu
beni çok üzüyor.
Eğer böyle bir eylemda
bulunanı görürsem hayatıma da mal olsa mudahale ediyorum.
Bugün benzer bir olay
başıma geldi. Onu sizlerle paylaşmadan, yıllar
önce Keçiören’de parklara gül fidanı diken
görevlilerle, aramda geçen bir olayı anlatıp sonra bugünkü lale çalan yaşını
başını almış bir amcanın düştüğü mahcubiyeti anlatacağım.
Sanırım yir beş yıl
önce idi.
Keçiören Tepebaşı’ndan
Belediye Binasına giden yol güzergahının her iki yanındaki alanlara, görevliler gül fidaları dikiyordu.
Selam verip “Hemşerim
siz bu gülleri dikiyorsunuz. Çok güzel . Sizi teprik ediyorum. Ama insanlar
gülleri top top açmaya başlayınca koparıp evlerine götürüyor. Boşa dikmiş
olmuyor musunuz ?” demiştim.
Elinde bir gül fidanını
tutan görevli “Keşke sizin dediğiniz gibi sadece gülleri koparsalar. Şu elimde
dikeceğim fidanı yarın gel burada bulamazsın. Adamlar kökünden söküyorlar”
deyince inanın bunu yapan insan var mıdır diye bir an düşündüm.
Olmazsa herhalde bu
görevli bunu söylemezdi.
Ben de “ O zaman
hemşerim madem insanlar kökünden söküp götürüyor. Yarın du diktiklerinizin
yerinde yeller esecek. Boşa dikmeyin. Vazgeçin bu sevdadan. İnsanalara güzellik
lazım değilmiş” dedim.
Görevli bana ne dedi
biliyor musunuz?
“Bak kardeşim, biz
dikeceğiz, onlar sökecek, biz dikeceğiz, onlar sökecek, hatta gülleri olunca onlarıda
koparacaklar, biz yılmayacağız. Eninde sonunda gülleri çalanlar , gülleri
koparanlar pes edecek. Buralarda göreceksin nihayetinde güller yetişecek ve biz
kazanacağız” demişti .
Ben buna inanmamıştım.
Gül fidanalarını diken
görevli doğru söylemişti. Keçiören’in Tepebaşındanki yoldan yıllardır gider gelirim rengarenk güller, şimdi bizlere yolun her iki yakasından gülücükler
gönderiyorlar. Çok güzel bir görüntü oluşturuyorlar. Demek ki hızrsızlar sonunda
pes etmişlerdi.
Ben bu duyguları
taşırken Kayseri’de bugün parkın kenarından giderken , üç dört metre önümde küçük
bir taburenin üzerine oturmuş, arkası bana dönük bir amcanın; yerden otuz kırk
santim yükseklikteki parktan, güzel
laleleri söküp bir poşete doldurduğunu gördüm.
Kayseri’nin hemen hemen
bütün parklarında kırmızı, sarı, beyaz renkli güzel laleri bulmak mümkün.
Amcanın yanına geldim.
Amca mahcup bir eda ile yüzünü yere eğdi. Benim birşeyler söyleyeceğimi anladı.
Yere baktım. Kırmızı bir poşet vardı yerde. Poşetin içinde deamcanın parktan çaldığı laleler boyun bükmüş nazlı nazlı bana bakıyorlardı.
Hatta lalelerin seslerini
duyar gibi oldum.
Bana diyordu ki hayattan koparılan laleler:
“Bizim boynumuzu bu
yaşlı amca vurdu Şükrü. Yaşlı amcaya bir şeyler söyle de diğer kardeşlerimizi
topraktan koparmasın...Biz poşete girdik girmeye hiç olmazsa diğerleri telef
olmasın. Sen de biliyorsun ki ‘Çiçekler dalında güzeldir’ ” .
Amcanın yüzüne dik dik iyice baktım. İnanın amca hatasını anlamıştı. Yer
yarılsa da yerin altına girsem diyordu. Çok utanmıştı. Aslında benim bakışım
yetmişti. Birşey dememe gerek yoktu ama yine ben dayanamadım:
“Amca ayıp olmuyor mu
lalleleri koparman. Bu laleleri tüm insanlar baksınlar, onlardan faydalansınlar
diye dikmişler. Sen se onları koparıyorsun?” dediğimde , yaşlı amca renkten
renge girdi. Ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemedi. Nutku durdu..
Baktım amcada tık yok.
Başka bir şey söylemedim yoluma devam ettim.
Herhalde bu amcanın bir
daha böyle bir hata yapacağını düşünemiyorum.
Bu ona belkide hayında
ilk ve son ders olmuştur sanırım.
Amcayı üzdüm ama diğer
laleleri kurtardığımdan dolayı mutlu idim...
Çünkü “Çiçek dalında
güzeldir”....
Kayseri, 19.4.2016