HZ. LUKMAN VE OĞLUNA ÖĞÜTLER
Lukman Süresi;
12- And olsun ki Biz Allah’a şükretsin diye Lukman ‘a hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de küfrederse muhakkak ki Allah Gani’dir, Hamid’dir.”
Kur’anı Kerim’in onun diliyle tevhit ve ahiret konusunu anlattığı HZ. Lukman hakkında değişik rivayetler vardır. Bir kısmı onun peygamber olduğunu söylerken , bir kısmı da peygamberlikten öte salih bir kul olduğunu söylemektedir- ki çoğunluk bu ikinci görüşü benimser- anlatılanlara göre o Habeşli bir köle imiş.
Yine bir rivayete göre İsrailoğulları arasında hükmeden bir kadı imiş. Lukman ismini taşıyan zat bu rivayetlerden hangisi olursa olsun Kur’anı Kerim, onun Allah’ın kendisine hikmet verdiği bir kişi olduğunu belirtiyor. Hikmet’in muktezası ise Allah’a şükürdür; “ And olsun ki? biz Allah’a şükret diye Lukman ‘a hizmet verdik.”
Bu tevciat ile Kur’anı Kerim zımnen kıssasını anlattığı ve sözünü naklettiği bu seçkin hakim zata uyarak Allah’a şükrün lüzumunu belirtmektedir.
Bu zımni tevciatın yanı sıra bir başka tevciat daha yer almaktadır. Şöyle ki Allah’a şükür, yığılan bir hazine mesabesindedir. Şükredenin Şükrü Allah’a değil kendisine fayda sağlar. Çünkü Allah ondan müstağnidir. Bizatihi hamde kayıktır. İsterse yaratıklarından hiç birisi O’na hamd etmesin O, kendiliğinden hamd edilmesi gereken zattır: “ Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de küfrederse muhakkak ki Allah Alim’dir, Hamid’dir...”
Öyle ise bu hikmete karşı çıkan ve kendisi için böyle bir hazine yığmayan kişiden daha ahmak kim olabilir?...
.......
Ve ardından Hz. Lukman’ın oğluna öğüt vererek belirttiği tevhit konusu geliyor:
13-Hani Lukman oğluna öğüt vererek demişti ki: “Oğulcuğum, Allah’a şirk koşma, doğrusu şirk büyük bir zulümdür.”
14-Biz ana ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçsüzlüğünden güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Sütten ayrılması da iki yıl sürmüştür. Bana ve ana-babana şükret. Dönüş ancak banadır.
15-Şayet onlar seni körükörüne bana şirk koşman için zorlarlarsa onlara itaat etme. Ve dünya işlerinde onlarla iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz yine banadır. O zaman ben size yaptıklarınızı bildiririm.
16-“ Oğulcuğum, işlediğin şey bir hardal tanesi kadar da olsa bir kayanın içinde veya göklerde , yahut yerin derinliklerinde de bulunsa Allah onu getirir. Muhakkak ki Allah Latif’dir, Habir’dir.”
17-“ Oğulcuğum, namaz kıl, iyiliği emret, kötülüğü önle. Başına gelene sabret. Doğrusu bunlar azmedilmeye değer şeylerdir.”
18-İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Allah kendini beğenip böbürleneni şüphesiz ki hiç sevmez.
19-Yürüyüşünde tabii ol, sesini kıs . Şüphesiz ki seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.”
Kaynak: Prof. Seyyid Kutup, Fîzılâl-Îl- Kurân , Hikmet Yayınları, İstanbul, 1986, 11. Cild. S:452-469