Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / MAKALELER-ANILARIM

BAŞINIZA BİR TAŞ DÜŞTÜYSE; BİR AN DÜŞÜN İNSAN OĞLU; “BEN NEREDE HATA YAPTIM?”


BAŞINIZA BİR TAŞ DÜŞTÜYSE; BİR AN DÜŞÜN İNSAN OĞLU; “BEN NEREDE HATA YAPTIM?”



 Paylaş
 16 Eylül 2019 02 : 28 

BAŞINIZA BİR  TAŞ DÜŞTÜYSE ; BİR AN DÜŞÜN  İNSAN OĞLU ; “ BEN NEREDE HATA YAPTIM?!.



“ Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Şûrâ Suresi - 30 . Ayet’inde şöyle der;


“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.”


Dostlarım,  Eylül ayının on beşinci pazar günü,  ikindi namazını evimin beş yüz metre aşağısındaki mescidde kıldım.Tepebaşı’ndaki Halk Bankasının ATM’sinden bir haftalık harçlık paramı çektim. 


Eve dönüşte; sokağımızın apartmanlarının bahçe demirlerine,  içinde bayat ekmeklerin bulunduğu poşetleri topladım. Vosvogen Transporter arabamın yanına geldim. Arka bagajını açtım.  Cumartesi günü yürüyüş sonrası,  çöplere atılmasın değerlensin diye güvercin ve tavuklar için topladığım bayat ekmeklerin torbasının  içine poşetleri  boşalttım. 


Bayat ekmeklerin arasında birkaç parça küflenmiş, ıslak ekmekler vardı; diğerlerini de küflendirir diye onları itina ile eldiven taktığım elimle ayrı bir poşete koydum. 


Küflü bayat ekmeklerin poşetini sağ elime aldım , sol elimle de bagajın kapak kayışından tutup aşağıya doğru çektim. Arabamın hemen arkasına park etmiş bir araç yüzünden tam kenara  çekilemediğimden , kapağın kenarı bizim kelleyi öpü verdi. Küflü, ıslak bayat ekmek  poşetini yere bırakıp, tek elimle beceremediğim bagaj kapağını iki elimle kapattım. 


Başım acıyordu. Elimi kapağın öptüğü yere dokunduğumda, benim pürüzsüz kellede bir tümseğin oluştuğunu hissettim....


Yere bıraktığım küflü ekmek poşetini eğilip aldım ve ertesi gün,  Kızım Burcu’yu Pursaklar’da görev yaptığı okula bıraktıktan sonra , Bağlum sırtlarındaki  boş bir araziye bırakmak düşüncesiyle , apartmanımızın demir parmaklıklarına astım ve kara düşünmeye başladım...


Kendi kendime ; “ Şükrü, sen nerede hata yaptın da; arabanın bagaj kapağı,  göz göre göre pürüzsüz kelini deldi?” dedim...


Sonunda yaptığım hatamı buldum. Tam bagaj kapağını aşağı doğru çekerken, elimdeki “küflü bayat ekmek poşeti “ ile ilgili aklımdan olumsuz bir şey geçmişti. Bunu yazmayacağım. Bu ben de sır olarak kalsın. 


“İşte, aklımdan geçen bu olumsuz düşünce nedeniyle başıma bir felaket geldi “ dedim ve Elimi açıp , “ Bizi yaratan , bize her türlü rızkı veren Allah’ımdan affımı istedim “ ve dua ettim... 


Siz de hayatınızda başınıza bir felaket geldiğinde benim gibi geriye dönüp “ Ben nerede hata ettim de Rabbim bana bu musibeti verdi?” dediğiniz hiç oldu mu?


İşte sevgili dostlar;


“Başımıza gelen her musibetin kendi yapıp ettiklerimiz yüzünden olduğunu “ bilelim ve Rabbimizin, “birçoğunu da bağışlayacağını” hiç unutmayalım....


Kalın sağlıcakla...


........  


“Şûrâ Suresi - 30 . Ayet ve  Tefsiri:


﴾30﴿  Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.


Tefsir (Kur'an Yolu):


Musibet kelimesi “istenmeyen, kötü durumlar, felâketler” anlamına gelir. 


İnsanın başına gelen her musibetin kendi yapıp ettikleri yüzünden olduğu belirtilirken, gerek evrendeki fiziksel ve sosyal yasaları görmezden gelmesi ve gerekli önlemleri almaması, gerekse Allah’a isyan teşkil eden davranışlarda bulunması sebebiyle dünyada karşılaştığı sıkıntı, acı ve felâketlerin kendi kusurunun bir sonucu olduğuna dikkat etmesi istenmektedir. 


Fakat başka âyetlerde hatırlatıldığı üzere bütün insanlar kusurlarının tamamından dolayı dünyada bire bir cezalandırılmış olsa dünya altüst olurdu; işte âyetin devamında yüce Allah’ın bunların birçoğunu affettiği, başka bazı âyetlerde de nihaî hüküm ve cezanın âhirete ertelendiği ifade edilmiştir. 


 Sabırlarının sınanması, ruhen olgunlaşmalarına, sevap ve yüksek mertebe elde etmelerine yahut günahlarının bağışlanmasına vesile kılınması gibi sebeplerle, kusuru ve günahı olmadığı halde bazı insanların sıkıntı ve felâketlere mâruz bırakılabildiğini gösteren âyet ve hadislerde ise (bk. Zemahşerî, III, 405; Süleyman Uludağ, “Belâ”, DİA, V, 380), burada belirtildiği anlamda yani son tahlilde o kişinin aleyhine sayılabilecek, gerçekten “kötü” olarak nitelenebilecek bir durum söz konusu olmadığı için, onları burada kastedilen “musibet”in kapsamı dışında düşünmek uygun olur. 


Bu noktaya açıklık getirmek amacıyla birçok müfessir burada sadece günahkârlara hitap edildiği yorumunu yapmıştır (Zemahşerî, III, 405; Beyzâvî, V, 412-413). 


Muhammed Esed ise muhtemelen aynı kaygı ile yani Kur’an’ın diğer ifadeleri ve İslâmî öğretilerle çelişmeyen bir izah olması için buradaki musibeti öteki dünyada karşılaşılacak felâketler şeklinde yorumlamıştır (II, 989, 990).”


Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 

752


https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C5%9E%C3%BBr%C3%A2-suresi/4302/30-ayet-tefsiri


Not: Bu yazı gecenin ikisinde yazıldı.

 
Haber :
Bu Haber 1329 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Musibet,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5791
Kırım haritası
İzlenme : 5788
Semer
İzlenme : 3188
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2564
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr