BU NE HAŞLAMA NE DE TAŞLAMA!.....
Güzellikleri ayrımcılık sayan,
Kasaptaki ete soğan doğrayan,
Öküzün altında buzağı arayan,
Mürekkep yalamış çok hıyarlar gördüm.
Büyük nedir saymayan,
Küçüğünü ise horlayan,
Etrafına hep hırlayan,
Nice küçük zagarlar gördüm.
Dağdan gelip dak diyen,
Boynuzlu budak yiyen,
Yalaklardan su içen,
Çok sayıda oğlaklar gördüm.
Kediyi görünce kaçan,
Duvarlara delik açan
Sağa sola pislik saçan
Nice kuyruksuz sıçanlar gördüm.
Bağa bostana dadanan,
Karpuzu kabak sanan,
Artmuda hemen abanan
Çok sayıda ayılar gördüm
Haddini çapını bilmeden,
Kendine çeki düzen vermeden
Torbasındaki yemi yemeden,
Meydanda yarışan nice katırlar gördüm,
Herkes yanlış; o doğru yolda,
Tarafı
belli değil;sağda mı solda
Çamura bulaşmış diz boyunda,
Çok sayıda çapsız yazarlar gördüm.
Bu ne haşlama ne de taşlama,
Bu ne sataşma ne de atışma
Sadece ......VE .......sadece!...
“Anlayana sivri sinek saz,
Anlamayana davul zurna az.”
Şükrü BİLGİLİ