Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA MENÜ
  Ana Sayfa
  HAKKIMDA
  SOSYAL FAALİYETLERİM
 AKRABALIK BAĞLARIM
  VATANIM KIRIM
 » Altın Ordu Devleti
 » Kırım Tarihi
 » Kırım Bayrağı
 » Kırım Tatarları ve Tatarlar kimdir?
 » Kırım Tatar Milli Marşı:Ant Etkenmen
  İLÇEM ALACA
  İLİM ÇORUM
  KIRIM DERGİLERİ
  KIRIM YIRLARI
 YEMEKLERİMİZ
  KIRIM SİTELERİ
  KIRIM MÜZİKLERİMİZ
  TATARCA MEYDAN RADYO
  TATARCA SÖZLÜK
 TATARCA ŞİİRLER
 
  
ANA SAYFA ->  
Kırım Bayrağı

1-Tarak Tamgalı Gökbayrak

Tuncer KALKAY

Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde olan kumaş, bayrak olarak tanımlanmaktadır. Bayrağın değeri pamuk, atlas ve ipekten yapılmasına bağlı olmayıp, temsil ettiği milletin ona verdiği kıymeti ile ölçülür. Bayrak bir milletin varlığının ve bağımsızlığının sembolü, tarihinin hatırasıdır. Devletin hakimiyetini, bağımsızlığını ve şerefini temsil ettiği için bayrağa saygı gösterilmesi gerekir.

Kırım Tatarlarının milli bayrağı; Türklüğü temsil eden gök mavisi zemin üzerinde yer alan ve binlerce yıllardan beri çeşitli Türk boylarında da kullanılagelen üç dişli ve altın sarısı rengindeki Tarak Tamgadan oluşmaktadır.

Türk boyları ve kabileleri kendilerine ait olan ve birbirinin aynısı olmayan tamgaları ile hayvanlarını ve eşyalarını işaretleyerek, mallarının aidiyetinin belli edilmesini sağlarlardı. Bu tamgalar aynı zamanda başbuğların hükümranlık sembolleriydi. Her Türk boyunun kendini simgeleyen ayrı bir tamgası bulunmaktaydı. Bu tamgalar mühür gibi kullanıldıkları gibi, mezar taşlarına da kazınarak nesilden nesile bin yıllar boyu aktarılmıştı.

Kırım Tatar Milli bayrağı’nda yer alan Tarak Tamga da çeşitli Türk boylarında, özellikle Kırım’da görülmekle birlikte; anlamı hakkında çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bugünkü hali ile Tarak Tamga, Kırım Hanlığında ortaya çıkmaktadır. Kırım Hanlığının başşehri olan Bahçesaray’da bulunan Hansaray’ın bazı giriş kapıları ve duvarlarında da tarak tamgalar görülmektedir.

Kırım Hanlığında; Han’ın yanında Kalgay ve Nureddin’in yönetimde önemli etkileri bulunmaktaydı. Kalgay, Han adayı, veliaht anlamında olup, Han’ın kardeşleri ya da oğulları arasından, Han tarafından tayin edilirdi. Devlet idaresinde en yüksek mevkide Han, Onun altında Kalgay bulunurdu. Kalgay’ın özel veziri, memurları ve divanı vardı. Kalgay ve divanı ölüm cezası dışında önemli yargılama yetkisine de sahipti. Ölüm cezası ile yetki yalnız Han’a aitti. Han savaşlarda bulunmadığı zamanlarda orduya Kalgay komuta ederdi. Hanların, Hansaray’ına karşılık, Kalgay’ın Akmescit civarında, Salgır nehri kenarında büyük ve geniş bahçeli sarayı vardı. Kalgay adayı, ikinci veliaht anlamında olan, Nureddin’in veziri olmakla birlikte divanı yoktu. Dava göremez ve karar veremezdi. Bahçesaray şehri civarında kendine özgü sarayı bulunmktaydı.

Tarak Tamga’daki üç dişin, Kırım Hanlığındaki bu üç gücü gösterdiği; tarağın orta dişini Han’ın, sağ dişini Kalgay’ın, sol dişini ise Nureddin’in temsil ettiği rivayet edilmektedir. Bir başka rivayette ise, Tarak Tamga’nın terazi şekli ile adaleti temsil ederek, Kırım Hanlığının adil olduğu anlatılmaktadır.

1917 yılında kurulan, Kırım Demokratik Cumhuriyetinin de millî bayrağı olarak, Tarak Tamgalı Gökbayrak kullanılmıştır. Kırım Demokratik Cumhuriyetini ilan edecek olan ve 9 aralık 1917 tarihinde açılan I. Kırım Tatar Millî Kurultayı’nın açılış günü münasebetiyle, Kırım’ın bütün şehir, kasaba ve köylerindeki Türk-Tatar daireleri, evleri ve sokakları Tarak Tamgalı Gökbayrak’larla süslenmişti.

Vatan Kırım’ın Akmescit şehrinde 74 yıl aradan sonra toplanan II. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nda da, Gökbayrak, millî bayrak olarak Kurultay salonlarına asılmıştı. 26 -30 Haziran 1991 tarihleri arasında toplanan II. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın, 30 Haziran 1991 tarihli oturumunda kabul ettiği “Kırım Tatar Halkının Milli Bayrağı ve Milli Marşı Hakkındaki Kararı” aşağıdaki gibidir.

“1917 senesi Kurultay’ının varisleri olarak ve Kırım Tatar halkının millî devlet kurumu ananelerini devam ettirerek kurultay karar vermiştir;

1- Kırım Tatar halkının millî bayrağı, direğe bağlanan kenarında üst tarafta altın tamgası olan dört köşeli gökmavidir. Bayrağın eninin boyuna oranı1/2’dir.

2- Kırım Tatar halkının milli marşı Numan Çelebi Cihan’ın “Ant Etkenmen” adlı eserdir.

3- Kırım Tatar halkının Meclis’ine milli bayrak ve marşın kullanma yönetmeliğini onaylama yetkisi verilmiştir.”

Kırım Tatar bayrağı olan Gökbayrak’ın, gök mavisi zemin üzerinde sol üst köşeye yakın bölümünde sarı renkli tarak tamga bulunmaktadır. Gök mavisinin internet rek kodu olarak “#6495ED” , tarak tamganın internet renk kodu olarak “FFFF00” kullanılması daha sağlıklı sonuç vermektedir (**). Ölçüleri gösterilmiş standart Gökbayrak aşağıdaki gibidir.

 

 

Ölçüleri belirtilmiş standart Gökbayrak (*)

(*) http://www.vatankirim.net

(**) http://www.qirimtatar.info


Fikirde Birlik sayı: 17

 
2-KIRIM BAYRAĞI
 
 
GÖK BAYRAK (KIRIM BAYRAĞI) Kırım Bayrağının hikayesi Kırım Bayrağı Gök mavisi zemin üzerinde güneş sarısı tarak damga amblemini taşıyan "Kırım Bayrağı" nın ne anlama geldiği ne zamandan beri kullanıldığı, nasıl oluştuğu v.s. hususunda çeşitli rivayetler olmakla birlikte kesin bir şey söylenememektedir. Ancak 5000 yıllık bir maziden menşeini aldığı kesindir. Bu itibarla Kırım Türkleri'nin geçmişi, soyu-sopu, kökü daha iyi tebarüz etmektedir. Bir Amerika Birleşik Devletleri, bir Tanganika değildir ki Kırım. Filanca yılın falanca günü böyle bir bayrak yaptık diyelim. Kökleri, kültürü tarihin binlerce yıllık derinliğine uzanan bir çınardır adeta Türk Kırım, işte bu yüzden yüzde yüz kesinlikle bilinmemektedir. Anlamı, doğuşu bu amblemin. Ancak bayrak olarak son şeklini alışı Kırım Hanlığının doğuşu ile eş zamandır. Merhum tarihçilerimizden Kırımlı Hasan Ortekin'in anlattığı bir efsaneye göre; Çok eski zamanlarda Türk-Tatarlarının "Yıldız Han" adında bir hükümdarları vardı. Yıldız Han'ın "Alanku" adını taşıyan torununun üç çocuğu oldu.Taraktaki üç diş bu üç çocuğu temsil eder. Bu üç çocuktan biri Tatar ve Moğollar üzerine hakim oldu,Cengiz ahvadı da bu üç dişli tarağı damga olarak aldı. Tarak baştaki karmakarışık saçları nasıl tarayıp düzeltmeye yarıyorsa, Hanlar da halkı tarayıp ona çeki, düzen verdiler. Ve üç halkı (Tatarlar, Moğollar, Kalmuklar) en eski zamanlardan beri bir araya toplayıp üzerlerine hakim oldular. Hanlar hakimiyetleri altına aldıkları ülkeleri üç temel esas üzere idare ettiler; 1) Tanrı esası üzere, 2) Aklı-selim üzere, 3) Tabii usul üzere.
Ülkeyi yüceltmek için üç tedbir aldılar;
1) Harabeleri imar, 2) Ahlaklı, kaabiliyetli, başarılı olanları taltif, 3) Kötülüklerin önünü almak için fenalara ceza.
Kırım Hanları üç halk üzerine hakim oldular;
1) Kırım Tatarları, 2) Bucak Tatarları, 3) Kuban Tatarları.
Baş komutanlığı üç şahıs arasında taksim ettiler;
1) Han (Tarağın orta dişi ile temsil edilir.) 2) Kulgay Sultan (Tarağın sağ dişi ile temsil edilir.) 3) Nurettin Sultan (Tarağın sol dişi ile temsil edilir.) İşte görülüyor ki üç rakamı her şeye hakim olmuş ve tarağın her dişi bunlardan birini temsil etmiştir. Yine Türklerin Orta Asya'da Şamanizmden kalma inançları saikıyla "Gök", "Güneş" gibi kavramların kutsallığı tabiatıyla bayraklarına da Gök renginin. Güneş renginin alınmasına sebep olmuştur. Yukarıda bahsetmiş olduklarımız bir efsanedir, tahmindir. Ancak yapılan tarihi, arkeolojik bir takım çalışmalar bilimsel olarak şu hususları da aydınlatmıştır.
1925 senesinde. Kırım Türklerinin sanat, edebiyat ve sosyal hayatına dair bilgiler toplamak için, "Kırım Merkezi İcra Komitesi" ve "Kırım Komiserler Şurası" nın teşebbüsü ile Kırım'ı dolaşan ilmi heyet Tatarlar arasında çok eskiden beri kullanılan "damga"larla da ilgilendi
"Tavro" denilen bu damgaları Kırım Tatar halkı, hayvanlarını özellikle yılkı atlarını birbirinden ayırt edebilmek için kızgın demirle hayvanlarına basarlardı. işte bu damgaların pek çok çeşidi Kırım'ın kuzey kesimindeki köylerde mezar taşları üzerinde tesbit edildi. Bunlarda şahsiyet belirtecek herhangi bir yazı, tarih olmayıp sadece ölünün urug, ocak veya kabilesini belli eden işaretlerdi. Hele "Abuzlar" adındaki bir köyde rastlanan bir kaya üzerinde bu damgalardan 60 kadarı bir arada bulunuyordu. O civarda, en çokta "Gözleve" şehrinden olmak üzere 400 - 500 çeşit damga tesbit edildi. (1) Bu damgaların mazisi hususunda şu görüşler beyan edilmiştir :
Divayef'e göre (2) ; Eski zamanlarda Türk ve Özbekler mallarını (hayvanlarını) birbirlerinden ayırabilmek için ocak ocak damga vurmağa ve ocaklara nam ve lakap vermeğe mecbur kalmışlardır. Neticede, Kongrat, Alçın, Kıpçak, Kırgız, Kazak, Kalmuk, Karlık, Oğuz, Otacı, Giray, Tangıt, Merkit, Türkmen, Tatar, Canbay, Oyrat, Uygur gibi daha pek çok Türk ocakları yukarıdaki misallerde olduğu gibi isimler ve değişik damgalarla tanınmışlardır.
İşte bu sayılan ocak, kabile adlarının ve damgalarının pek çoğuna Kırım'da da rastlanmakta olup bu da Kırım Tatar ve Nogayları ile Asya Türkleri arasındaki ırki ve tarihi yakınlığın göstergesidir. (3) Bu hususa Mahmud Kaşgarî'nin "Divanü Lügat-it - Türk" (4) adlı eserinde de temas edilerek; sadece "Oğuz" kabilesinde 22 ocak "batın" olduğu ve her ocağın bir alameti (damgası) olduğu ve bu damgaları birbirinden ayırması için hayvanlara, atlara bastıkları beyan edilmektedir.
Netice olarak;
Damga, demirin keşfinden ve dağlama usulünün bulunmasından sonra kullanılmağa başlanmıştır. Damga'nın mazisi takriben 5000 yıla dayanmaktadır. Damga yalnız mülkiyet işareti olarak değil, zamanla şahsiyet beyanı olarak da kullanılmıştır. Damga bir obanın, oymağın, boyun, kabilenin işareti olup her şeyde kullanılabilir (at, diğer hayvanlar, kilim, çadır, eğer, yemek kabı, mezar taşı, mühür, para, bayrak v.s.) (5) İşte Kırım Bayrağı'nın üzerindeki "Tarak-damga" amblemi de binlerce yıllık maziye dayanan bu çok çeşitli damgalardan biridir. Op.Dr. Yalkın BEKTÖRE -------------------------------------------------------------------------------- (1) Osman AKÇOKRAKLI. "Kırım'da Tatar Tamgaları" İstanbul, 1983. (2) 1901 senesi 20 nolu "Tercüman" gazetesinde; "Türkestanskiye Vcdomosti" gazetesindeki "Diveyefin makalesinden iktibas edilmiştir. (3) Brochaus - YEFRON Büyük Ansiklopedisi, Ya. P. imzası ile "Tavro" sözü. (4) Kaşgarlı Mahmud. "Divanü-Lügat-it Türk" Besim ATALAY tercümesi, C. I Sahife : 28. (5) İsmail OTAR "Emel" Sayı : 135 Sahife : 203, 1983. --------------------
 
 

 Kaynak:http://denizshan.com/kirim1.htm


  

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr