Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / MAKALELER-ANILARIM

5-BANKACI ŞÜKRÜ ‘YE , BANKANIN YAPTIĞINI ÇORUMLU YAPMADI (5)


5-BANKACI ŞÜKRÜ ‘YE , BANKANIN YAPTIĞINI ÇORUMLU YAPMADI (5)



 Paylaş
 07 Ocak 2021 18 : 23 

”BANKACI ŞÜKRÜ’YE, BANKANIN YAPTIĞINI ÇORUMLU YAPMADI!..”


BEŞİNCİ BÖLÜM-

BİTTİ!..

Yaşanmış gerçek bir hayat hikayesi 


Teras kattaki bayanın yanına beş altı basamaklı merdivenden çıkıp masasına yaklaştım. Tam ağzımı açacağım sırada sanki vebalı biriymişim gibi (öte git der gibi)  eliyle arkamdaki sandalyeyi göstererek “ Beyefendi sandalyeye otur musunuz?” dedi. Arkamı döndüm baktım; bayanın masasından tam üç metre uzaklıkta kırmızı renkli bir sandalye duruyordu. Suçlu bir mahkum gibi iliştim kırmızı renkli sandalyeye...


Ben popomu sandalyeye koyar koymaz “ Buyrun Beyefendi. Sizi dinliyorum, “ dedi Müdire Hanım.  Müdire Hanım olup olmadığını da tam bilmiyorum. Kapıdaki güvenlik görevlisine derdimi anlatıp, “müdür beyle görüşmek istiyorum “ dediğimde, beni bu bayana yönlendirmişti. Müdüre Hanım olmasa idi herhalde güvenlik görevlisi bu bayana beni postalamazdı diye düşünüyorum. Bu yüzden burdan itibaren makama saygımdan dolayı hanımefendiden bahsederken hep “Müdire Hanım” diyeceğim, haberiniz olsun...


Müdire Hanımın,  bana yardımcı ve derdime çare olması için güzel bir giriş yaptım; Şubelerinde hesabımın olduğunu , Emekli maaşımı ve T. C Merkez Bankası Emekli Vakfımızın maaşımı, şubelerinden aldığımı, şahsımın da banka emeklisi olduğunu ifade ettikten sonra; “pişmiş tavuğun başına gelmeyen!”; ama, yolunmuş tavuk gibi benim başıma gelen vahim olayı “ bir çırbıda anlattım. “Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum, “ dedim Müdüre Hanıma.


Müdire Hanım,  eline verdiğim kimliğimdeki bilgiler doğrultusunda banka kayıtlarına yani hesabıma girdi. “ Beyefendi, dediğiniz rakam hesabınıza geçmemiş. Biz şube olarak Keçiören Şubesinin ATM’sine müdahale edemiyoruz. Sanırım Keçiören Şubesi Pazartesi açılacak. O gün şube yetkilileri ATM’yi açarlar. sayarlar; sizin dediğiniz tutar doğru ise hesabınıza geçerler. Benim buradan yapacağım bir şey yok.” dedi, kimliğimi masasının kenarına koydu... 


Fırıncıların hamurlarını pişirmek için üzerlerine koydukları uzun ahşap küreğe benzer küçük bir ahşap veya bir metal alet olsa idi;müdire hanım kimliğimi küreğin üzerine koyar oturduğum yere kadar uzatırdı; ben de küreğin üzerinden “takip mesafesine” uyarak kimliğimi alırdım. Banka yetkilileri, korona mikrobu yüzünden, müşterilerin oturacağı sandalyeyi üç metre uzağa koymayı düşünmüşler ama kimlik alırken, kimlik verirken yakın mesafedeki teması  atlamışlar...Ben de iki metre mesafede oturduğum sandalyeden kalktım, Müdire Hanımın masasının kenarına koyduğu kimliğimi aldım, cebime koydum.


Müdüre Hanıma da “ATM’nin çarptığı banknotlarımı beş gün içinde alamazsam, cezaya gireceğimi mağdur olduğumu söylememe “ rağmen bana fazla yardımcı olamadı. “Benim yapabileceğim bir iş değil. Kayıt açtırmışsın. Belki de bu kayıt doğrultusunda erken gelebilirler. Bundan da emin değilim.  Başka yapabileceğim bir şey var mı Şükrü Bey?”dedi. Ben de:


“Hanımefendi anladığım kadarı ile bu iş biraz uzayacak gibi. Sizden rica etsem; bu ATM’lerinizin bağlı olduğu Genel Müdürlüğünüzün telefonunu verir misiniz? “ dedim. “ Beyefendi  daha önce arayıp kayıt yaptırdığınız 800 lü telefonun son iki rakamını 02 olarak çevirin, dediğiniz yere ulaşırsınız,“ dedi. Sağolsun ayrıca erinmedi; önündeki bir küçük kağıda telefonu yazıp “ elime tutuşturdu. Yine mesafeyi ihlal ettik bu verme-alma işleminde ama olsun; “Ağızlarımızda maskeler vardı. Kuralın birini ihmal etmemiştik” ne de olsa...


Eve giderken Banka Şube müdiresinin verdiği telefonu aradım. Bu telefonda da ahiretlik soruları geçtikten sonra bir Beyefendiye ulaşabildim. Ona da hikayeyi anlattım. O da “ Beyefendi kayıt açtırmışsınız. Bizim buradan yapacağımız bir durum yok. Yine de mağduriyetinizden dolayı “ACİL” kodu düşeyim. “ dedi ve telefonu kapattı. Her aradığım kişi ya “ acil” kodu ya da “ acil” notu düşüyordu. Hangisi doğru söylüyordu , onu da bilmiyordum...  Ne kodu düşerlerse düşsünler; benim parayı biran önce versinler de , ben başka bir şey istemiyorum onlardan...


Başvurduğum bütün kapılar, aradığım bütün telefonlar yüzüme kapanmış; benim derdime çare olacak birini bulamamıştım. 


Baktım olmuyor; her ihtimale karşı telefondaki bayanların ve müdire hanımın da söylediği gibi bir hafta veya yirmi gün sonra kaptırdığım para hesaba geçerse, kredi kartlarıma olan borçlarım cezalı duruma düşmesin diye Oğulcuğun bireysel emeklilik hesabı için yatırdığım paradan borcumun tutarı kadar parayı çekeyim dedim. Beş yüz metre ilerdeki Garanti Bankası Sanatoryum Şubesine gittim; hiç kuyruk beklemeden (ne hikmetse hiç kuyruk yoktu bu şubede) kırk dokuz adet iki yüzlük tutar karşılığı paramı çektim. Denizbank Şubesi hesabıma on kişilik kuyrukta bekledikten sonra parayı yatırdım. 3 Aralık’a kadar ATM’ye kaptırdığım para hesabıma geçmezse EFT ile kredi kart borçlarımı bu tutardan öderim diye kendimi sağlama aldım...


Artık endişeye mahal yoktu. Oğulcuğun bireysel emekliliğine yatıracağım parayı Aralık ayının sonuna kadar da yatırsam devletin vereceği yüzde yirmi beşlik katkı payından faydalanacaktım. Bu yüzden Denizbank yirmi gün içinde benim sorunumu çözerse problem yoktu; Aralık ayından sonra çözerse  hiçbir işe yaramayacak ve bayağı bir zararım olacaktı...


Cuma günü ödeyeceğim kredi kart borçlarımı başka bir kaynaktan yaptığım aktarma ile sorunumu çözmüştüm; ama hala içimde bir korku vardı; bir hafta sonra veya yirmi gün sonra “ Şükrü Bilgili , iddia ettiğiniz kırk dokuz adet iki yüzlük tutarında bir para çıkmadı ATM’den, “ derlerse, ben nasıl iddia edeceğim yatırdığım parayı. Elimde bir belge yoktu. ATM bu işlem için bana bir kağıt da vermemişti...


ATM’nin üzerinde eğer bir kamera varsa ve benim ATM’ye para yatırma görüntülerim bir delil olabilirdi. ATM haznesine koyduğum para deste halinde olduğundan; kamera ile ATM’ye yatırdığım kırk dokuz adet iki yüzlük tesbit edilebilir mi ? Bundan da çok emin değilim... Merkez bankasında çalışırken bizde ATM olmadığından ATM arkasındaki paralar nasıl sayılıyor, nasıl kayıt altına alınıyordu; bir bankacı olarak bilmiyordum... Yalnız ATM’lerin bir komisyon eşliğinde açılması gerektiğini düşünüyorum. Bütün bu olumsuzluklara rağmen bankanın bana bir “keleklik “ bir “yamukluk “ yapacağı  aklımın ucundan dahi geçmiyordu...


“Netice ne oldu ?” diye “dört bölümdür “ bu hikayeyi okuyup merak edenlerin sabrına hayranım... Alaca’da hemşerim Katip Abim “ Ben dil altı alıyorum...” diye bir yorum yazarak bana inceden bir mesaj göndermiş ; demek ki Katip abimin heyacandan tansiyonu tavan yapmış... Onu daha fazla üzmek istemiyorum...


Artık kabak tadı verdiğim bu kısa hikayeye bir son versek iyi olur diye düşünüyorum. Yoksa  bu gidişle bana içinden kızanların hışmına uğrayacağım. 


Bu olay başıma, haftanın ilk günü 30 Kasım (2020) Pazartesi günü gelmişti. İlk günden başlamak üzere  2 Aralık 2020 Çarşamba gününe kadar her gün aramak şartı ile; Denizbank’ın  800 telefonundan karşıma kim çıktı ise “ mağduriyetimi dile getirip, paramın biran önce hesabıma geçmesini talep ettim. “ 


Her kim karşıma çıktıysa hepsi de bana papağan gibi ezberlemişler aynı loloları aynı teraneleri okudular; yani “mağduriyetinizi anlıyoruz Beyefendi, acil kodunu koyuyorum veya “ acil” notunu düşüyorum. En kısa zamanda size ulaşacaklar veya hesabınıza paranız geçti diye mesaj gönderecekler” dediler. 


Herkes  “acil kodunu” koydu ama kırk dokuz adet iki yüzlülğün biranda elimden uçup gitmesinin verdiği manevi huzursuzluk bana öyle bir koydu ki sormayın!.. Derdimi  ya hiç kimseye ben tam anlatamadım ya da beni hiçbir kimse tiye almadı... Sanırım siz bile bu satırları  okuduğunuzda  kıkır kıkır güldünüz benim acınacak halime değil mi?


3 Aralık 2020 Perşembe saat 9.39’da Denizbank’tan telefonuma şu mesaj düştü:


“Degerli Musterimiz, ATM de kalan paraniz ile ilgili bildiriminiz sonuclandirilmis olup tutar gun icinde hesabiniza aktarilacaktir.Iyi gunler dileriz. Bilgi:08502220800 “  


Cümledeki imla ve kelime hatalarını hiç düzeltmedim. Gelen mesajı aynen kopyalayıp yapıştırdım. “Bu da birilerine kapak olsun “ dedim


Mesajı okur okumaz başımdaki bereyi tavana fırlattım. Beş gündür ölüp ölüp dirildiğim ATM’nin iç ettiği yanı çarptığı kırk dokuz adet iki yüzlük bugün gün içinde hesabıma geçecekmiş. 


Gün içinde geçti mi geçmedi mi; eksik mi geçti fazla mı geçti( hiç fazla geçirler  mi inandınız mı buna ) ; ak mı kara mı; hesaba bakınca anlayacağım.


Sabrınız için teşekkür ediyorum. Beş bölüm beni bıkmadan, ıkınmadan , sıkılmadan okuyan KARİ’LERİME ( okuyucularıma) sonsuz muhabbetlerimi en kalbi duygularımla selamlıyorum...


Bir önceki (dördüncü ) bölümde “Kari’nin “ ne anlama geldiğini lügata bakın demiştim. Lügata bakmayanlar  bu bölümde emek harcamadan sayemde “kari’nin “  “okuyucu “ olduğunu öğrenmiş oldular... Bu da son dakika atılan gole benzedi.. Ne ise...


Birinci bölümün başlarında şöyle bir cümle yazmıştım:


“Bana posteki saydıran bankadaki olayı anlatayım sonra da bir anomim hale gelen “Senin yaptığını Çorumlu yapmaz “ hikayesine... Bakalım her iki hikaye de söylenen sözler “ cuk” oturmuş mu?” 


Şimdi bir ricam olacak kari’lerden ( okuyuculardan) ; aşağıdaki “ bir 

anonim hale gelen “ Senin yaptığını Çorumlu yapmaz”sözünün hikayesini okumanızı ve benim yazdığım “ BANKACI ŞÜKRÜ’YE, BANKANIN YAPDIĞINI ÇORUMLU YAPMADI” hikayesini karşılaştırın, her ikisi de anlatılan olaylara “ cuk” oturuyor mu? Oturmuyor mu? Aşağıdaki hikayeyi yazana saygımdan dolayı noktasına virgülüne dahi dokunmadım. Bunu bilesiniz. 


Takdir sizin. Kalın sağlıcakla!..  


BİTTİ...


GÖZÜNÜZ AYDIN!..


“SENİN YAPTIĞINI ÇORUMLU YAPMAZ!..”


Anadolu'da vakti zamanında halktan hayvan vergisi alınır. Küçük ve büyükbaş hayvanların sayısına göre alınan verginin bedeli değişir.


Vergi memuru Çorum'da bir köye gider...


Ev sahibi vergi memurunun geldiğini bilir. 


Memur içeri buyur edilir ve ne kadar hayvanı olduğu söylenir: 1 koyun.


Yorganın altındaki koyun


Memur ahıra bakar ve 1 koyun olduğunu görür. 


Ücreti tahsil için tekrar içeri girildiğinde çift yorganla kapatılmış bir şey dikkat çeker. 


Memur merak edip sorar. Ev sahibi babasının rahatsız olduğunu ve yattığını söyler. 


Ancak yorganın altından garip sesler gelir. Memur şüphelenir ve bakar; Bir koyun...


Yorganın altındaki eşek!


Aynı memur yine vergi tahsili için bu defa Kayseri'ye gider.


Bir eve girer ve tespite başlar. 


Benzer manzarayla orada da karşılaşır. Ev sahibi babasının rahatsız olduğunu ve yattığını söyler. 


Memur yorganı kaldırır ve altında eşek olduğunu gördükten sonra;


"Senin yaptığını Çorumlu yapmaz, o koyuna babam demişti; sen eşeğe babam diyorsun" der.


Ve bu söz sonrasında ikili ilişkilerde yapılan yanlışı vurgulamak adına kullanılan anonim bir tepki haline dönüşür.


Kaynak:

NUSRET ODABAŞ / ULKE.COM.TR

 
Haber :
Bu Haber 806 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Banka, Çorumlu,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Kırım haritası
İzlenme : 5753
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5731
Semer
İzlenme : 3152
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2537
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr