Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / CUMA YAZILARIM

GECEYİ VE GÜNDÜZÜ LÜTFEDEN KİM?


GECEYİ VE GÜNDÜZÜ LÜTFEDEN KİM?



 Paylaş
 07 Mayis 2020 23 : 01 

GECEYİ VE GÜNDÜZÜ LÜTFEDEN KİMDİR?



"Şimdi de içinde yaşadıkları halde Allah’ın koyduğu tedbiri görmedikleri, hayat ve maişetleri için ihtiyar ettiği nimetini farkedemedikleri kainat sahnelerinde bir gezintiye çıkarıyor onları. İdraklerini iki büyük kainat hadisesiyle uyarıyor. Bunlardan birisi gece, diğeri de gündüzdür. Gece ve gündüzün ötesinde yaratıcı ve ihtiyar edici tanrının esrar dolu hikmetlerini gözleri önüne seriyor.


Kasas Süresi


71- De ki : “ Şayet Allah geceyi kıyamete kadar uzatsaydı Allah’tan başka size ışık getirecek tanrı kimdir? Söyler misiniz?  Hala dinlemez misiniz?


72- De ki : “ Şayet Allah gündüzü  kıyamete gününe kadar üzerinize mütemadiyen uzatsaydı , size içinde dinleneceğiniz bir geceyi getirecek Allah’tan başka tanrı kimdir? Haber verin bana. Hala görmeyecek misiniz?


73- O’nun rahmetindedir ki dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramamız için gündüzü yaratmıştır. Taki şükredesiniz diye.


İnsanlar gece ve gündüzün sürekli değişmesine alıştıkları için onların ifade ettikleri ciddiyeti ve şaşmaz kaideleri unutuyorlar. Güneşin doğuşu ve batışı çok az kere dehşet veriyor onlara. Günün doğması ve gecenin peşinden gelmesi çok ender sarsıyor onları. Bunların ard arda sıralanışındaki rahmeti düşünen pek az. İnsanları çürümekten ve yok olmaktan , bıkkınlık ve durgunluktan , tembellikten ve işlemezlikten kurtaran gece ve gündüzdeki ilahi rahmeti farketmiyorlar.


Kur’anı Kerim işte bu alışkanlığın ve ayetin durgunluğundan kurtararak çevrelerinde bulunan kainatı ve azametli sahneleri kavramaya götürüyor. Ve bunu da gecenin veya gündüzün sürekli devam etmesini hayal ettirilerek yapıyor. Devamlı gece veya devamlı gündüz olmasının doğuracağı sonuçları uyarıyor. Doğrusu insanoğlu bir şeyin değerini yitirdiği veya yitirmekten korktuğu zaman kavrar ve kabul eder.


“De ki : “ Şayet Allah geceyi kıyamete kadar uzatsaydı Allah’tan başka size ışık getirecek tanrı kimdir? Söyler misiniz?  Hala dinlemez misiniz?”


Kış günlerinde karanlığın basıp uzadığı zamanlarda çabucak sabah olmasını ister insanlar.  Kışın bir an bile olsa güneşin bulutlar ötesinde gizlenmesinden hoşlanmazlar. Güneş ışığının kainata serilmesini isterler. Ya bir de bütünüyle ışığı kaybedecek olsalar durumları ne olurdu acaba? Ta kıyamete kadar gecenin uzayıp gitmesi halinde durum ne olur? Öyle farzedelim ki hayatları hep gece içerisinde geçsin. Evet ama gün doğmayacak olsa insanların hayatı mahvolur:


“De ki : “ Şayet Allah gündüzü  kıyamete gününe kadar üzerinize mütemadiyen uzatsaydı , size içinde dinleneceğiniz bir geceyi getirecek Allah’tan başka tanrı kimdir? Haber verin bana. Hala görmeyecek misiniz?”


Gündüzün sıcak bastığı zaman bir gölgeye can atıp dinlenmek ister insan. Yaz günleri günler uzayınca gecenin çabuk gelmesini ister insan. Karanlık gecelerde huzur ve sığınak bulurlar. İnsan hayatı gündüzün harcadığı enerjiyi yeniden kazanabilmek için bir müddet de olsa geceleyin dinlenmeye muhtaçtır. Ya bir de kıyamete kadar gündüzler uzayıp gidecek olsa insanların hali ne olur? Hep gündüz yaşayacağını farzetsek hayat mahvolur ve yaşanmaz hale gelir.


Dikkat edin her şey bir ölçüye göredir. Bu kainatta büyük küçük bir tedbir ve takdir iledir:


“O’nun rahmetindedir ki dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramamız için gündüzü yaratmıştır. Taki şükredesiniz diye.”


Gece sükun ve huzur anıdır. Gündüz ise çalışma ve yorulma. Allah’ın verdiği rızkı arama zamanı. Allah insanlara ne verirse  O’nun fazlu keremindedir. “ Ta ki şükredesiniz diye.” Allah size ne gibi nimet ve rahmet vermişse geceyle gündüzü ard arda getirmek ve hayat kanunlarını yerleştirmek, ne çeşit nimet vermişse bütün bunları rahmetinden, ilminden ve hikmetinden vermiştir. Ama siz uzun süre alıştığınız ve tekrarlandığını gördüğünüz için ondan gafil bulunuyorsunuz “ 


Rabbim , bizleri gafil bulunan kullarından eylemesin. 


Amin.


Kaynak:  Prof. Seyyid Kutup, Fîzılâl-Îl- Kurân , Hikmet Yayınları, İstanbul, 1986, 11. Cild. S:291-292

 
Haber :
Bu Haber 1036 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Cuma yazıları, Seyyid Kutup, Fizilal-il Kuran,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Kırım haritası
İzlenme : 5755
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5740
Semer
İzlenme : 3153
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2539
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr