Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / CENNET VATAN KIRIM

"VOLGA KIZIL AKARKEN”


"VOLGA KIZIL AKARKEN”



 Paylaş
 24 Nisan 2018 00 : 24 


Havaların çok sıcak olması nedeniyle bir cumartesi ve pazar günü de dahil olmak üzere dışarı çıkmamaya ve kitap okumaya karar verdim.

Eski kitaplarımı karıştırdım. Gözüme, 1974-1976 yılları arasında Artvin Öğretmen Okulu’nda bir solukta okuduğum, bu şehrin hemen kuzeyinde yaşanmış bir Kırım Tatar Türkü’nün çektiği çileleri anlatan bir kitap gözüme ilişti. Okulumuzda okuyan öğrencilerden ve bu şehirde yaşayan halkın da büyük bir çoğunluğunun kuzeyimizdeki  rejime sempati ile baktığı anarşinin kol gezdiği o yıllarda bu kitap, ben de bu rejime karşı büyük bir nefret uyandırmıştı.

Kitabın adı “Volga Kızıl Akarken” idi. Yazarı Saadet Bektöre. Anlatan Şevki Bektöre. Yayım Evi:Nur Yayınları.

Kitabın basım yılına baktım.Yıl 1960. Elimdeki kitap tam 46 yıllık bir maziyi taşıyordu. Bu kitabı tekrar okumak istedim. Başladım sayfalarını karıştırmaya. Cumartesi akşam gece saat 24' e kadar, Pazar günü de gün boyu okuyarak kitabı bir kez daha okuma mutluluğuna eriştim. Gençlik yıllarımda okurken dikkat edemediğim bazı noktaların altını çizdim. Altını çizdiğim notları sizlerle paylaşmak istiyorum. Paylaşmadan önce size isterseniz Rahmetli Şevki Bektöre’nin kısa bir biyografisini sunayım.


Romanya'da doğan Şevki Bektöre (1888-1961), İstanbul'da tahsilini tamamladıktan sonra 1916'da Kırım'a gider ve burada öğretmenlik yapar. 1920 senesinde "Bilgi" ve "Yanıçolpan" gazetelerinde çıkan "Erginekon", "Hancami Karşısında", "Ey Çoşkun Dalgalar", "Çatırtavnın Yankıları", "Aşkım Üçün", "Kabem" isimli şiirlerinin de bulunduğu bir şiir kitabı neşredilir. Şair, bazı eserlerinde "Çarlı" mahlasını kullanmıştır. Bektöre'nin "Sarf ve Nahv" isimli gramer kitabı ise 1922 yılında basılır.

1932 yılında mart ayında tutuklanan Şevki Bektöre, götürüldüğü Taşkent hapishanelerinde yapılan işkenceye dayanamaz ve hafızasını kaybeder. Mahkumiyetten kurtulduğu iki yıl boyunca işsiz yarı aç yarı tok yaşayan şair, 1949'da Sibirya'ya sürülür. 1956'da Türkiye'de yaşayan karısı ve çocuklarının daveti üzerine Türkiye'ye gitmesine izin verilen Bektöre, yaşadıklarını anlattığı "Volga Kızıl Akarken" isimli kitabını yazarsa da çok yaşamaz, burada ölür.”1

Kitabın Önsözünde Şevki Bektöre şöyle sesleniyor:

Sovyet Rusya’da kimse yarının ne olacağını bilemez. Gizli Polis Teşkilatı’nın (G.P.U.) eline düşenler ise geri dönmez. Gizli polis lügatında “DÖNMEK” diye bir kelime yoktur. Benim dönüşüm, milyonda bir insana nasip olmuş bir mucizedir. Daha doğrusu Allah’ın büyük bir lûtfudur. Yirmibeş yıllık mahkûmiyeti, bir insanın tahammül edemeyeceği şartlar altında geçirdikten sonra Allah’ın yardımıyla Vatanıma, çocuklarıma eşime ve dostlarıma kavuştum.

Anlatacaklarım, hayatın hakiki sahneleridir. Bu hatıralarım, Hür Dünya ile Demirperde arkası memleketler arasındaki farkı bütün çıplaklığı ile önümüze serecektir.

.............

Daracık ve karanlık hücreler, zindanlar, işkenceler, itiraf usulleri, her şey nevi şahsına münhasırdır orada. Mahkumların çalıştırıldığı kampların ucsuz bucaksız stepleriyle büyük sürgünler diyarı Sibirya’nın ve Demirperde gerisindeki âlemin esrarını diyebilirim ki, benim kadar yaklaşan ve cehennemde kırk yıl yaşadıktan sonra bir talih eseri kurtulan kimse olmamıştır.

Komünizmin, ergeç Dünya yüzünden silineceğine inanmış bir insan olarak hatıratımı, bu mücadele uğrunda canlarını feda eden isimsiz “Hürriyet Kahramanlarının Aziz Ruhlarına” ithaf ediyorum,” Şevki Bektöre. İstanbul 1960.

Rahmetli Şevki Bektöre Ağamız, mezarında rahat uyusun. Kendisinin 1960 yıllarında “Volga Kızıl Akarken” hatıratının önsözünde belirttiği “Komünizmin, ergeç Dünya yüzünden silinecektir” ileri görüşlüğü fikri, otuz yıl sonra gerçekleşmişti. Milyonlarca insanların ölümüne ve özellikle Kırım’da yaşayan Kırım Tatar Türkleri’nin vatanlarından sürülmesine neden olan eli kanlı bu rejim ne yazık ki Rahmetli Şevki Bektöre’nin göremediği yıllarda yıkılmıştı. Rahmetli bu yıkılışı görse idi ne kadar mutlu olurdu sanırım. Çünkü dile kolay, vatanına milletine hizmet edeceği ömrünün en güzel yıllarını tamı tamına yirmi beş yılını çalmıştı bu soysuz rejim.

O bir idealist öğretmendi. Halkını uyandırmak için koşa koşa Türkiye’den Kırım’a gelmişti. Yüreğinde bir zamanlar kartbabaylarının kartanaylarının sürüldüğü vatan topraklarında okuma yazma bilmeyen milletine okuma yazma öğretmek aşkı vardı, onlardaki milli duyguları hareket ettirmek sevdası vardı.

İlk önce Aluşta Rayonuna bağlı Kuruözen köyüne yerleşti. 125 hanelik bu köyde okuma, yazma bilen insan sayısı bir , iki kişiyi geçmiyordu. Halkta, herşeye karşı garip bir alâkasızlık vardı. Buda Şevki Bektöre’yi çok üzüyordu. Bu köyde ilk olarak bir mektep açtı. Sonra da, ruhlara sinmiş olan lakaytlığı gidermek ve milliyetçilik fikirlerini aşılayıp, yayabilmek için mecbua çıkarmaya karar verdi. Evvelce yazdığı şiirleri ezberleterek, milli duyguları inkişaf ettirmeye çalıştı. İşte Şevki Bektöre’nin yirmi beş yıllık mahkûmiyetine neden olan şuçu bu idi:

Kitabında yazdığı şiirlerden bir tane:

GİTMEK İSTERİM

Gittim, gidiyorum, gitmek isterim.

Her Türk ocağında tütmek isterim.

Ceddimin geçtiği geniş çöllerde,

Onun devesini gütmek isterim.

 

Babamdan dinledim, dedem kim idi?

Kimlerle düşmüş, kimlerle kalkmıştı?

Geçmişin karanlık ülkelerinde

Hangi ocaklarda ateş yakmıştı?

 

Kurduğu ocaklar, yaptığı yurtlar,

Hangi baykuşlara mesken olmuştur?

O şahin yiğitler, gürbüz erlerden,

O yurtlarda şimdi kimler kalmıştı?

 

O tüten ocaklar, o yeşil çöller,

Niçin tütmez olmuş, niçin solmuştur?

Yiğitsiz boş kalan güzel yurtlara,

Nereden gelmiş de baykuş dolmuştur?

 

O hadsiz hesapsız davar sürüsü,

Hangi, canavara kurban olmuştur?

Dedemin küheylân atlar koşturan,

Meydanlar, kimlere meydan olmuştur.?

 

Gittim, gidiyorum, bakmak isterim,

Sönen ocakları yakmak isterim.

Geçtiğim yerlerde her yiğit için

Şiirimden bir çelenk yapmak isterim.

 

(Şevki Bektöte. Volga Kızıl Akarken. Sayfa. 11-12) 

Bu kitabın son sayfalarında da şu ifadeler kanımı dondurdu:

Çarlık devrinde Volga, mahkûmların teri ile sulanırdı, oysa komünist diktatörlüğün kurulmasından sonra mahkûmların kanı, Volga’yı kızıla boyamıştır.”  

Sevgili Kırıma Gönül veren dostlarım, Merhum Şevki Bektöre’nin ızdıraplı yirmibeş yıllık sürgün hayatındaki gerçekleri görmek istiyorsanız, “Volga Kızıl Akarken” kitabını sizlerinde bir kez daha okumasını tavsiye ederim.

Bu kitapta Şevki Bektöre, 

İlk kitabımı, (ERGENEKON)’u meydane getirebildik.. Dağıtımını şehir ve köylere kendim yaptım. Bunu, (AYAKTAŞ), (ARKADAŞ), Kırım’da bolşeviklerle savaşan mücahitlerin mücadelesini aksettiren (ÇATIRSAĞIN YANKILARI) adlı kitaplarım takip etti.“

1922 senesinde Kırım Lisanının gramerini, 1924’de Türkçe Alfabe kitabını hazırlayıp neşrettim” diyor.

Bu kitaplara sahip olanlar var mı?

Bu kitapların orijinalleri olmasa da birer fotokopilerini elde etmek istiyorum. Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.

Kırım'dan Şevki Bektöre gibi sürülen ve sürgün yollarında ve sürgün yerlerinde şehit olan kartbabaylarımın kartanaylarımın aziz ruhlarına hepinizin bu vesile ile birere fatiha göndermenizi diliyorum.

Savlukman kalınız.

Selam ve sevgilerimle.

 

Şükrü Bilgili.

1 Kırım Türkleri Edebiyatı Yrd.Doç.Dr. Zühal Yüksel kirimdernegi.org.tr

 

 
Haber :
Bu Haber 4043 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :Şefki Bektöre, Volga Kızıl akarekn,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Kırım haritası
İzlenme : 5755
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5734
Semer
İzlenme : 3152
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2539
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr