Ana Sayfa
İletişim
Bize Ulaşın
Üye Girişi
Ziyaretçi Defteri
Mobil Bölüm
Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri
ANA SAYFA  / HİKAYELERİM

3-Mustafa Kartbabay


3-Mustafa Kartbabay

Mustafa Kartbabay

 Paylaş
 30 Mart 2016 16 : 57 
MUSTAPA KARTBABAY
 

 
Kalecikkaya Köyü, Anadolu'nun tam ortasında gelenekleri, görenekleri, ahlaki, temiz ve uysal yaşantıları ile sevilen Kırım Tatar Türkleri'nin hayat sürdüğü küçük güzel bir köydür.
 
 
 
Bu köyde, yaz kış demeden " Alim Pınar " çeşmesinin buz gibi akan suyundan kana kana su içilir, meşelik koruluklarında evlek mantarları toplanır; içerisine tuz basılıp;meşe közünde pişirilir, tavlarından[1],

 
koruluklarından ılgıt ılgıt esen ter temiz hava teneffüs edilir, buram buram Kırım kokan serin evlerinde bağdaş kurulur; çibörekler, köbeteler, irimşik börekler, katlamalar, tabakbörekler[2] yenilir, soğuk ve yağlı ayranlar içilir.
 
 

Osmanlı Rus savaşı[3] sırasında Rus zülmünden kaçan Kırım Tatarları akın akın Romanya'ya göç ederler; bir kısmı bu topraklarda kalır, bir kısmı da Köstence Limanı'ndan vapurlara binerek İstanbul'a gelirler. Dönemin Padişahı Kırım'dan göç eden bu topluluğu Anadolu'nun birçok vilayetlerine dörder beşer haneler halinde yerleştirir.

Kalecikkaya Köyü Halkının Kartbabayları[4] da uzun , yorucu ve çileli bir yolculuktan sonra Çorum İli Alaca İlçesi'nin bu güzel köyüne yerleşmeye karar verirler. Bu köye yerleşmeden önce Kırım'dan gelen bu Türk Tatar topluluğunun Kartbabaylarına, köyün beş kilometre aşağısında daha düzgün ve sulak olan topraklar[5] teklif edilir;fakat gösterilen arazide ağaç olmadığından, "Biz çibörek pişiremeyiz" deyip, meşe denen sağlam ağaçlarla kaplı; koruluğu bol , kayalık ve sarp vadiyi tercih ederler.

 
Yetişen yeni nesil, Alaca ilçesine bu düzgün topraklar üzerinden gidip geldikçe, kartbabaylarının bu yanlış kararlarına üzülür, hatta "Çibörek aşamasalardı bolmaz mı edi?"[6] diyerekten de serzenişte bulunurlar. Çünkü köyün düz arazisi çok azdı; köyde yaşayan halkın büyük bir kısmı çiftçilik ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlıyordu.Ekip dikmek ve hayvanlarını otlatmak için toprak sıkıntısı çekiyorlardı. Köyün çevresindeki koruluklardan da ağaç kesimi yasak olduğundan, zamanla toprak yeterli gelmemiş, bu yüzden de köyden değişik yörelere göçler başlamıştı.
 
Köye yerleşen Kırım Tatarları , kısa zamanda evlerini toprak ve kayalardan yaptılar, meşe odunun bol olması ile " çiğ böreklerini" pişirdiler, Rus zülmünden geride kalan acıları, Kırım Yarım Adası'ndaki yurtlarını yuvalarını unutmaya başladılar. Yeni bir vatan yeni bir yurt edindiklerinden hergün Allah'a şükretdiler. Hatta köyün bir bölgesine Kırım'da ki bölgeyi hatırlamaları için "Yurtluk" ismini, köyün tam ortasında akan çeşmeye de sevinç, kurtuluş, huzur ve mutluluk anlamına gelen "Bayram Çeşme" adını verdiler.

Köylülerden biri birgün ava gitmiş. Dağ taş dememiş, gezmiş, dolaşmış, ama şansından bir şey vuramamış. Köyün üstündeki harmanlara yanaştığında hava iyice kararmış. Beş metre önünde bir karartı görmüş. Hemen sipere yatmış. Silahını doğrultup, hiç düşünmeden ateşlemiş. İçinden de " Sabahtan akşama kadar gezdim bir şey vuramadım. Nasip ayağıma geldi" diye sevinmiş. Kurşunu yiyen hayvan anında yere yığılmış, kalmış. Koşarak hayvanın yanına gitmiş; hayvanın altına, önüne, arkasına, kulaklarına ve her tarafına dikkatlice bakıp, incelemiş. Neye benzediğine bir türlü karar verememiş.

Aslında vurduğu bir eşek sıpasıymış. Sırtına eşek sıpasını atarak köyün yolunu tutmuş. Köyün içinde yatsı namazına giden köylülere de vurduğu hayvanı göstermiş. Köylülerde karanlıkta hayvanı tam seçememişler. Kimi kaşkır[7], kimi tilki, kimisi ise başka başka hayvana benzetmiş. Her kafadan bir ses çıkınca "Toktan ballar. Biz mınavnı Akılı Mustafa Akay Kartbayga aketelim. Bilse bilse bunu Kartbabay bilir." [8] demişler.

Kartbabay, bazı konularda bilgisi olan ,köyün en yaşlılarından biriydi. Bu yüzden de adına "Akıllı Mustafa Akay" diyorlardı. Hayat tecrübesi fazla olması nedeniyle köy halkı ona saygı gösterir, onun sözünden dışarı çıkmazdı.

Akıllı Mustafa Akay'da Rus zülmünden kaçıp, Kalecikkaya Köyü'ne ilk yerleşen Kırım Tatarları'ndandı. Kırım'da soylu ve zengin bir ailenin tek çocuğuydu; babası Mirzalardandı;misafirperver, yardımsever bir insandı. Bu yüzden çevrede çok sayılır ve sevilirdi. Cıvarda yaşayan insanlar onun arazisinde çalışarak karınlarını doyurur, onun sayesinde hiç kimse aç kalmaz; emeklerinin karşılığını fazlasıyla alırlardı. annesi ve babası Ruslar tarafından öldürülünce eşi Tevide ile birlikte Romanya'ya oradan da Anadolu'ya göç etmişti. Anadolu'nun birkaç köyünü gezdikten sonra Kırım Türkleri'nin yerleştiği bu güzel Kalecikkaya Köyü'nde oturmaya karar vermişti.

Mustafa Kartbabay da babasından miras kalan misafirperverliklerini kendisi ve oğulları da Kalecikkaya'da sürdürdürmeye çalışmışlar. Evliliklerinden üç tane erkek evlat, iki tane de kızları olmuş. Erkek evlatlarına Mürsel, Rüstem , Osman ve kızlarına da Urkiye ve Ayşe adını vermişler.

Köylüler, kartbabayı köyün ortasında namaza giderken yakalamışlar.Yanlarında getirdikleri hayvanı "Harmanlarda vurduklarını ve hiç bir hayvana benzetemediklerini " söylemişler. Kartbabay , hayvanı şöyle baştan aşağı iyice bir incelemiş. Karanlıkta hayvanı tam göremediği için eliyle kuyruğunu, kulağını ve sırtını yoklamış. Kartbabayın eliyle yokladığı hayvan , uzun kuyruklu, uzun ve dik kulaklı, kısa tüylü, normal boylu acaip bir hayvanmış. O da şaşırmış.

Köylülere "Ben de bilmiyorum" diyememiş. Böyle söylese, Akıllı Mustafa Akaylık ve kartbabaylık elden gidecekti. Köylüler, "Kartbabay ,bir hayvanı bile tanıyamadı" diye alay edeceklerdi. Ne söylesem? diye düşünürken... Aklına birden "Kuyruk, kulakları ve kafa yapısı koyanga oşay. Yoksa bu hayvan koyannın kartbabası bomasın ? " [9]diye bir fikir gelmiş. Hemen köylülere dönerek:

-Ballar bu bolsa bolsa koyannın kartbabası. Kesin aşan."[10] demiş.

Köylülerden biri bir gün tarlasını öküzlerle sürerken karasabanına bir eşya takıldığını hissetmiş. Eğilip yerden sabana takılan cismi eline almış. İncelemeye başlamış. Aslında bulduğu ayağa giyilen bir çizmeymiş. Çizmeyi hiç görmeğinden ne olduğunu ve neye yaradığını bir türlü anlayamamış. Başkalarına göstermiş. Onlarda bilememişler:" Bunu da Akıllı Mustafa Akay'ga aketelim."[11] demişler.

Kartbabay Mustafa Akay'a çizmeyi göstermişler. Kartbabay getirilen çizmeye şöyle göz ucuyla bir bakmış. İşaret parmağını çenesine koyup düşünmeye başlamış. "Hayret ! Men ilk depa böyle bır eşya köremen. Köylülerge ne aytsam. Nege oşay.? "[12] diye düşünürken yine Akıllı Mustafa Akaylığı aklına gelmiş. " Bir şey uydurayım. Köylüler bana inanırlar."demiş. Gözlerini köylülere çevirerek:

-Ballar bu bolsa bolsa kazmanın kılıpıdır. "[13] demiş.

Yine birgün öküzün biri buğday dolu bir çömleğe kafasını sokmuş; buğdayı yedikten sonra çömleği kafasından bir türlü çıkaramamış. Köylüler bir taraftan çömleği, bir taraftan da hayvanı çekmelerine rağmen çömleği öküzün kafasından çıkaramamışlar. Çömleği kırmayı düşünmüşler, ama çömleğe yazık olur diyerekten vazgeçmişler. "Bunu kartbabaya götürelim o daha iyi bilir." demişler ve kafası çömleğin içindeki öküzü kartbabayın yanına götürmüşler. Durumu kartbabaya anlatmışlar. Kartbabayda "Bunun kolayı bar ballar. Öküznün başını kesin. Şömlek şıkar. Böylece öküznün başını kurtarabilirsiniz. " [14]demiş.

Köylüler hemen oraya öküzü yatırıp, boğazından kesmişler. Öküzün çömlekli başı bir tarafa, gövdesi bir tarafa yuvarlanmış. Fakat öküzün başı çömlekten yine ayrılmamış.Tekrar kartbabayın yanına gitmişler. Kartbabayda, öküzün kafasının çömlekten çıkmadığını görünce, "Ballar şömlekni sındırın öküznün kapası ayrılır."[15] demiş. Hemen çömleği kırmışlar, öküzün kesik kafasını çömlekten kurtarmışlar.

Köylüler, birde bakmışlar ki hem çömlekten olmuşlar hemde öküzden.
 
 

Akıllı Mustafa Akay "Osmanlı Rus Savaşı"nda yanına düşen bir şarapnel parçasının etkisiyle gözleri çok iyi görmüyormuş. Buna rağmen uzun bir ömür sürmüş; ömrünün sonlarına doğru yaşlılığın verdiği hastalıklar kendisini iyice rahatsız etmiş; hatta gözleri hemen hemen hiç görmemeye başlamış. Köyün çocukları, evinin çevresinde elinde bastonla yerlere tık tık vurarak gezinen Akıllı Mustafa Kartbabay'a, türlü türlü müziplikler yapıyorlarmış.

 "Mustafa Akay, Kartbabay, colda cılan bar babay." [16]diye dalga geçip, kızdırıyorlarmış. O da elindeki bastonu çocuklara sallayarak, cılız sesiyle:

"Cinabetnin balları, kaşın yanımdan."[17], diye onları etrafından uzaklaştırmaya çalışıyormuş.
 

Akıllı Mustafa Akay, köyün bu yaramaz veletleri yüzünden tuvalete gitmeye çekinirmiş. Tuvaleti geldiğinde Hanımı Tevide elinden tutar, evlerinin biraz aşağısında şırıl şırıl akan özün kenarına bırakır, eve dönermiş. Köyün veletleri özün içinden sessizce gelerek, Akıllı Mustafa Kartbabay'ın hayalarına uzun bir çöple dokunurlarmış. Hayalarında çöpün dokunduğunu hisseden Kartbabay elindeki bastonu sağa sola sallayarak, çocuklara ağzına gelen küfürleri hiç çekinmeden sıralarmış.

Çocuklar bundan çok zevk alırlarmış. Kartbabayın tuvalete çıkmasını saatlerce özün kenarında beklemekten usanmazlar, çubuğu Kartbabayın hayalarına her dokundurdukça katıla katıla güler, bazen de özün içine farkına varmadan düşer ıslanırlarmış.

Hanımı Tevide sındırmadan[18] veletlerin Kartbabayla oynadıklarını görür görmez eline geçirdiği meşe odunu ile çocukların peşinden koşarak:

-Gavurnun balları, oynayacak şey tabamadınızda menim akayımla mı oynaysınız? Üyünüzge ketinizde babaylarınızla oynayın"[19] der çocukları kovalarmış.

Tevide kaçan çocukların arasında bazı zamanları oğlu Osmanı'da görür , kocası Akıllı Mustafa Kartbabay'a:

-Balaların içinde senin de balan Osman'da bar, akayım, der gülermiş...

"Kurt kocayınca çakalların oyuncağı olur." diye bir söz vardır.

Akıllı Mustafa Akay' da ömrünün sonlarına doğru çocukların eğlencesi olmuş...
 
Mustapa Kartbabayga hepimiz aytalım:Allah Rahmet eylesin.
Amin

Şükrü BİLGİLİ

 



[1] Tav:Kırım Türkçesi'nde dağlık ve kayalıklar üzerindeki düzlükler

[2] Kırım Türkleri'nin milli yemekleri.

[3] Tarihte 93 harbi diye geçer.

[4] Kartbabay: Kırım Türkçesinde yaşlı insanlara verilen ad .Dede anlamına gelir.

[5] Bugün bu arazide Kıcıllı adında bir köy bulunmaktadır.

[6]"Çiğ börek yemeseydiler olmaz mıydı?"

[7] Kaşkır:Kurt

[8]"Durun çocuklar.Biz bunu Akıllı Mustafa Akay Yaşlıbabaya götürelim. Bilse bilse bunu Yaşlıbaba bilir."

[9]"Kuyruk, kulakları ve kafa yapısı tavşana benziyor.Yoksa bu hayvan tavşanın dedesi olmasın? "

[10]"Çocuklar olsa olsa bu tavşanın dedesi. Kesin yeyin"

[11]"Bunuda Akıllı Mustafa Akay'a götürelim"

[12]"Hayret! Ben ilk defa böyle bir eşya görüyorum. Köylülere ne söylesem. Neye benziyor."

[13]"Çocuklar bu olsa olsa kazmanın kılıfıdır"

[14]""Bunun kolayı var çocuklar. Öküzün başını kesin. Çömlek çıkar. Böylece öküzün başını kurtarabilirsiniz. "

[15]""Çocuklar çömleği kırın, öküzün kafası ayrılır."

[16]"Mustafa Akay, Kartbabay, yolda yılan var baba."

[17]" Pisliğin çocukları, kaçın yanımdan."

[18] Sındırma:Kırım Türkçesi'nde köylerde balkon olarak kullanılan yer.

[19]"-Yavurun çocukları,oynayacak şey bulamadınız da benim kocamla oynuyorsunuz? Evinize gidinizde babalarınızınla oynayın"

 
Haber :
Bu Haber 1738 defa okundu
 
Anahtar Kelimeler :baba, kalecikkaya, kırım, tatar, çanakkale, şehit,

YORUM EKLE
TAVSİYE ET

 Yorumlar ( 0 )

Henüz bir yorum yapılmamış

İlgili Haber
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Kırım haritası
İzlenme : 5755
Alacamızın Mecnunları
İzlenme : 5734
Semer
İzlenme : 3152
Mustafa Abdülemil Kırımoğlu ve Cengiz Dağcı
İzlenme : 2539
Çok Okunanlar
BUGÜN BU HAFTA BU AY

 

 

 

Sosyal ağlarda bizi takip et
Copyright © sukrubilgili.net.tr